INmagazine Sayı 13 | Page 27

Şirketler için kurguladığımız oyun şöyledir: Şirket- ler aralarında anlaşarak bulundukları sektörde ya rüşvet verecekler ya da asla rüşvet vermeyecek- lerdir. Verilen rüşvet işin alınmasını sağlamaktadır. Eğer iki şirket de işbirliği yapıp rüşvet vermezlerse ihaleye çıkan işlerden 2 birim para kazanacaklar- dır. Eğer biri ihanet eder ve rüşvet verirse, o şirket 3 birim kazanabilecek; diğer şirket ise rüşvet ver- mediği için hiç iş alamayacaktır. Eğer her ikisi de ihanet ederler ve rüşvet verirlerse, maliyetler arta- cağı için sadece 1 birim kazanabileceklerdir. Baskın strateji, eğer bir karar diğer oyuncuların kararı ne olursa olsun onun için en iyi karar ise; yukarıdaki örnekte A Şirketi'nin ihanet edip rüşvet vermesinin baskın strateji olduğu görülecektir. Şa- yet rüşvet vermezse o zaman matristeki seçenek ve faydalara göre, A Şirketi B Şirketi'nin kararına bağlı olarak 1 veya 3 birim fayda elde edecektir. Eğer rüşvet verir ise, diğer oyuncunun kararına göre 0 veya 2 birim fayda elde edecektir. Burada A Şirketi'nin rüşvet vermesi baskın strateji olarak görülebilir. Aslında avantajlı olan kısa vadede rüşvet vermek olsa da, oyuncuların birbirlerini tanıdığı ve ona göre karar verdikleri evrende rüşvet vermemeleri onları daha avantajlı hâle getirecektir. Bireysel ola- rak rasyonel olan hareket rüşvet vermek olsa da, kolektif olarak iki tarafın da tekrar eden bir oyun- da rüşvet vermemeleri uzun vadede daha yararlı olacaktır. Oyunun teorisyeni Ullmann-Margalit ras- yonelliğin optimal olmayan sonuçlara işaret ettiğini iddia etmektedir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, Mahkûm İkilemi oyunu aslında çıkarları birbirleriyle çatışan aktör- lerin işbirliği yaparak daha iyi sonuca varmaya ça- lışmaları üzerine kuruludur. Fakat, oyunun kendi doğasında bir çelişki mevcuttur: Tek bir defa oy- nandığı durumda oyunun Nash dengesi, tüm oyun- cuların anlaşmaya ihanet ettiği ve sonuç olarak herkesin “kaybettiği” sonuçtur. Peki bu çelişki nasıl çözülecektir? Oyunun tekrar ettiği durumda Mahkûm İkilemi’nin çelişkisi, geleceğe verilen önemin ne kadar oldu- ğuna göre çözülebilir. 25