zamanda ortaya çıkan Facebook skandalı kulla-
nıcıların kişisel verilerinin onlardan habersiz ve
amaçlarının dışında, üçüncü tarafların kullanımına
açıldığını ortaya koydu. 87 milyon kişiyi kapsayan
bu ihlal, dünyada büyük yankı uyandırdı ve herkes
tarafından kullanılan online platformların kullanımı-
nın sorgulanmasını sağladı. Kişisel veriler ile ilgili
teknolojik gelişmeyi takipte yavaş kalan birçok ko-
nuda yeni çıkan yasal düzenlemeler bugün gün-
deminde geniş yer bulur hâle geldi. Bu kadar çok
sayıda insanı kapsayan ve veri kullanımda kaygı-
ları arttıran olaydan sonra ise araştırmalar sosyal
medya kullanımının yine de artmakta olduğunu
kaydetti.
HootSuite ve We Are Social’ın yaptığı “We Are
Global” araştırmaları 2018’in ilk çeyreğinde sosyal
medya kullanımının 100 milyon kişi artarak 3.3 mil-
yara ulaştığını ortaya koydu.
Yine aynı araştırmaya göre Türkiye en aktif Fa-
cebook kullanıcıları olan ülkeler sıralamasında
52.000.000 aktif kullanıcı ile 9. sırada yer alıyor.
20
“We Are Global” araştırmasının Nisan 2018 için
ortaya koyduğu sosyal medya kullanım sayıları
aşağıdaki tabloda görülebilir. 4,1 milyar internet
kullanıcısından; 1,5 milyar insan YouTube kullanı-
cısı, 2,2 milyar insan Facebook kullanıcısı ve 813
milyon kişi de Instagram kullanıcısı olarak karşımı-
za çıkıyor.
Kişisel verilerin paylaşılmasıyla mahremiyet alan-
larımızın daraldığı bu dünyada, diğer yandan da
aslında her sıradan sosyal medya kullanıcısı bir
anlamda içerik üretici haline gelmiş oldu. Hatta iç-
lerinden bir kısmı belli bir zaman sonra bu işten
maddi çıkar sağlayabileceğini keşfetti. Ortaya blog-
ger / youtuber / influencer gibi iş tanımları çıkmaya
başladı. Bu kişilerin ürettiği içeriğin, araştırmaların
da ortaya koyduğu üzere ulaştığı kitle bir hayli ge-
niş ve genç nesiller üzerindeki etkisi de tartışmasız
bir hayli fazla. Doğru bilgiye ulaşmanın zaten çok
zor olduğu sanal platformlarda eskiden çok da far-
kında olmadığımız yönlendirmeler şimdi çok daha
görünür hâle geldi. Herkesi bir şekilde içine alan
dijital dünya, belki de iş etiğinin ve genel anlamda
etiğin en çok vurgulanması gereken alanlarından
biri haline geldi.
Aziz Yardımlı “Teknoloji doğayı kültüre dönüştü-
rür.” der. Bu kültürün hangi değerler üzerine inşa
edileceği konusunda, şirket içi etik ve uyum me-
kanizmalarında olması gerektiği gibi yukarıdan
itibaren herkes elini taşın altına koymalı. Yöneti-
ciler, ellerindeki imkanları ve teknolojiyi insanların
sağlığına, mahremiyetlerine zarar vermeden, etik
değerler çerçevesinde kullanmalı ve kullanılmasını
sağlamayı bilmeliler. Diğer yandan üretici ve tüketi-
ci kavramlarının iç içe geçmiş olduğu bu dünyada,
küçük ve büyük izleyiciye / takipçiye sahip her içe-
rik üretici de (en basit anlamıyla her kullanıcı da)
paylaşımlarını / yorumlarını etik değerler çerçeve-
sinde ortaya koymalı. Aksi hâlde, birçok kişi tara-
fından hâlâ “gerçek dışı” olarak algılanan soyut bir
dünyanın somut sorunlarıyla yüzleşmeye devam
edeceğiz. √