ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 9

                                         chalk: tebeşirle yazmak tebeşir chamber: oda, bölme champagne: şampanya şampanya rengi champion: savunmak şampiyon şampiyon championship: şampiyonluk,üstünlük chance: riske girmek şans channel: kanal açmak kanal chapter: bölüm character: harf, karakter, özellik characteristic: özellik tipik charity: hayırseverlik, hayır işi charlatan: işarlatan, sahte doktor, dolandırıcı kimse charm: cezbetmek cazibe, albeni charming: çekici, büyüleyici, cazibeli chart: plânını çizmek çizelge, tablo, kroki charter: patent, ayrıcalık chase: kovalamak iz sürme, av chat: sohbet etmek sohbet, söyleşi chatter: gevezelik etmek konuşkan kimse, dırdır cheap: ucuz, değersiz ucuza cheek: küstahlık etmek i. yanak, yüzsüzlük cheeky: yüzsüz, arsız, küstah cheerful: neşeli, şen cheese: ipeynir, meyve konservesi chef: ahçıbaşı, şef chemical: kimyasal, kimya cheque: çek cherry: kiraz, vişne kiraz kırmızısı chess: isatranç, köprü tahtası chest: sandık, göğüs kafesi chest of drawers: çekmeceli dolap chestnut: kestane kestane rengi chewing-gum: çiklet chicago: Chicago chick: civciv, yavru kuş, kız, piliç chicken: korkak davranmak tavuk, ödlek korkak chief: en üst rütbeli, belli başlı child: çocuk, evlat childhood: çocukluk çağı, çocukluk children: çocuklar, küçükler, evlatlar chilli: kırmızı biber                                         chilly: soğuk, serin chimney: baca; lamba şişesi, krater chin: konuşmak içene china: Çin i. porselen, çini çin chinese: çin ile ilgili çinli, çince chip: yontmak, budamak çentik, fiş chocolate: çikolata çikolatalı, koyu kahverengi choice: seçim, tercih seçkin choke: boğulmak boğma chop: balta ile kesmek darbe, doğrama chord: tel, akort christian: hristiyan, dini bütün kimse hristiyan, dürüst christmas: Noel chuckle: kıkırdamak kıkır kıkır gülme church: kilise, hristiyan toplumu kilise ile ilgili cigar: puro, yaprak sigarası cigarette: sigara cinema: sinema circle: çevrelemek çember, daire, çevre circuit: etrafında dönmek içember, devre circular: sirküler, genelge dairesel circumstances: şartlar, koşullar circus: sirk, sirk gösterileri citizen: vatandaş, uyruk city: şehir kent civic: şehir ile ilgili civil: medeni, sivil, resmi claimant: hak iddia eden kimse, alacaklı, davacı clap: alkışlamak, el çırpmak el çırpma, alkış clasp: bağlamak, sarılmak sarılma, kavrama, el sıkma class: sınıflandırmak i. sınıf, mevki classic: klasik eser klasik, kaliteli classroom:. sınıf, derslik clay: ikil, toprak clear: açıklamak, aydınlatmak. açık, berrak zaçıkça clearly: açıkça, anlaşılır biçimde clerk: yazmanlık yapmak kâtip clever: zeki client: imüşteri climate: iklim, hava