ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 10
clinic: muayenehane
clip: kırpmak ikırpma, kesme
cloakroom: vestiyer, gardrop, tuvalet
clock: saat tutmak saat
closely: yakından, benzer
closer: yanaşık, kapalı
cloth: kumaş, bez, örtü
clothe: giydirmek, sarmak
clothes: igiysi
clothing: giyim, elbise
cloud: karartmak, bulutlanmak bulut,
küme, bulanıklık
clown: palyaço, soytarı
club: . sopalamak sopa, kulüp
clue: bilgi vermek ipucu, işaret
clutch: yakalamak, tutmak kavrama,
pençe
co: birlikte
co-operate: birlikte çalışmak
coach: .eğitmek ifayton, yolcu vagonu,
antrenör
coal: kömür vermek i. kömür
coast: sahil boyunca gitmek deniz
kenarı, deniz kıyısı
coat: kaplamak, örtmek palto, ceket
cobweb: örümcek ağı, tuzak
cock: kurmak, hazır duruma getirmek
horoz
cocoa: kakao, kakaolu içecek
coconut: hindistan cevizi, kafa
code: kodlamak kod, kanun
coffee: kahve, kahverengi
coffin: tabuta koymak tabut
coin: para basmak madeni para
cold: soğuk, nezle, soğukalgınlığı
soğuk, üşü