ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 48

                                    sorry: ünl. afedersin, üzgünüm s. üzgün, üzüntülü soul: . ruh, gönül, kişi sound: f. ses vermek i. ses, melodi zf. mışıl mışıl soup:. çorba, et suyu sour: ekşimek ,ekşi şey , ekşi, keskin source: . kaynak, memba, menşe south: lodos, güney southern: güney, güneyli souvenir: hatıra, hatıra eşya sow: ekmek , dişi domuz, erimiş maden oluğu space: boşluk bırakmak i. uzay, aralık spade: maça, bahçe küreği spain: İspanya span: karışlamak, içermek , karış, an spanner: anahtar (somun), İngiliz anahtarı spare: canını bağışlamak, korumak , yedek, boş special: . özel species: çeşit, cins specific: özel ilaç ,. özel, belli, belirli spectacular: olağanüstü manzara , göz alıcı spectator: seyirci, izleyici speech: nutuk, konuşma şekli, şive speed: f. hızlandırmak i. sürat, hızlılık speedometer: hız göstergesi spice: heyecan katmak, baharat koymak i. baharat, heyecan spider: örümcek spill: dökmek ,düşürme spin: döndürmek , dönüş, devir, kısa gezinti spiral: sarmal yapmak , helezon, sarmal hareket ,spiral, sarmal spirit: , canlandırmak , ruh, can, neşe spit: , tükürmek, çıkarmak , tükürük, çiseleme splash: sıçratmak splendid: solağanüstü, mükemmel spoon: f. kaşıkla almak i. kaşık, kepçe sport: spor yapmak , spor, spot: benek yapmak, yerini saptamak nokta, benek                                       spring: ilkbahar,fırlamak, kaynaklanmak , ,atlama spy: gözetlemek , ajan, casus square: beraberliği sağlamak. kare, meydan squash: ezmek , ezme, kabak squeeze: sıkmak, ezmek , sıkma, kucaklama stabilize: dengelemek stable: . ahıra bağlanmak ,ahır ,dengeli stadium: i. stadyum staff: f. kadro oluşturmak i. personel, gereç s. kurmay stage: sahnelemek ,sahne, zemin stain: lekelemek , leke, boya stair: basamak, kat stairs: merdivenler stall: oyalamak , ahır, koltuk, park yeri Stamp: kaşe basmak , pul, damga, stand: dikilmek , duruş, tezgâh, kürsü standard: standart , standart, normal, klasik stapler: zımba star: yıldız ,yıldızlarla süslemek, başrolde oynatmak , sönemli, parlak statement: ifade, açıklama station: istasyon ,tayin etmek , durak stationery: yazı malzemesi statue: heykel stay in bed: yatakta kalmak, steady: sallanmasını kesmek i, sabit steak: .biftek steam: buhar çıkarmak i. buhar, güç steel: çelik ,dygusuz-katı steep: demlemek ,dik yokuş, uçurum , dik, yalçın steer: yönlendirmek i. öküz stems: gövdeler, kökler step child: üvey çocuk sterile: mikropsuz, verimsiz sterilize: mikroplardan arındırmak, verimsizleştirmek stethoscope: stetoskop steward: kamarot, kâhya stiff: ölü, baş belâsı sert, fahiş still: sakinleştirmek sükunet bğ. yine de stock: stoklamak ,damızlık, stok , besi