ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 17

                                          engine: makine takmak i. motor, makine, lokomotif engineer: mühendislik yapmak mühendis England: İngiltere enormous: kocaman enough: yeterli ,yeteri kadar ünl. yeter enterprise: girişim, kuruluş entertainment: eğlence, gösterim entire: Bütün, tüm entirely: bütünüyle entitle: isimlendirmek, yetki vermek entrance: hayran bırakmak ,giriş, kapı envelope: zarf, kılıf environment: çevre, ortam epitaph: kitabe equal: eş değerde olmak i. emsa eşit, denk equality: eşitlik, denklik equalize: [equalize (Amer.) ] eşitlemek, dengelemek equally: eşit ölçüde equate: eşitlemek equator: ekvator equip: donatmak, kuşatmak equipment: teçhizat, araç gereç erect: dikmek, kurmak , dik error: yanlış, yanılgı escalator: yürüyen merdiven escort: eşlik etmek , refakâtçı especial: özel, ayrı, baş especially: özellikle essential: başlıca, gerekli , asıl gerekli şey, esas özellik establish: kurmak, yapmak estate: mülk, arazi europe: Avrupa european: avrupalı ,Avrupa'ya özgü, Avrupa evacuate: boşaltmak even: düzlemek,. düz, eşit, bile, hatta evening: akşam event: olay, durum eventually: sonunda, sonuçta ever: daima, hiç every: her, her bir everybody: herkes everyone: her biri, herkes                                       everything: her şey everywhere: , her yer, her yerde evidence: kanıtlamak , delil, ispat, tanıklık evil: kötülük, uğursuzluk , kötü evolution: evrim, gelişim, açılma ex: eski, önceki , olmaksızın, sız, siz exact: dayatmak , tamı tamına exactly: tam olarak, kesin olarak ünl. kesinlikle, aynen example: i. örnek exceed: aşmak, geçmek excellent: kusursuz, seçkin ünl. mükemmel except: f. hariç tutmak ed. haricinde bğ. yoksa, başka exception: i. istisna, hariç tutma exchange: f. değiş tokuş etmek, bozdurmak i. takas, bozma excitement: i. heyecan, telaş, coşku exclaim: f. haykırmak exclaimed: exclude:dışında tutmak exclusive: tek, ayrıcalıklı execute: gerçekleştirmek, idam etmek exercise: çalışma yapmak alıştırma, talim exhaust: boşaltmak, tüketmek ,egzoz exhibit: sergilemek, göstermek sergi exhibition: sergi, gösteri exit: çıkmak ,çıkış expand:şişirmek, büyütmek, genişletmek expansion: genişleme, gelişme expense: harcama, masraf, gider expensive: pahalı experience: denemek, başından geçmek , deneyim experiment: deney yapmak deney, deneme expert: bilirkişi, erbap, uzman, ihtisas expire: geçmek, sona ermek explanation: açıklama explore: keşfetmek, araştırmak explosive: patlayıcı madde , patlayıcı export: ihraç etmek , ihraç, ihracat ,ihraç edilen expression: söz, anlatım