ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 16

                                     E .g.: örneğin each: her, her bir , her biri eager: istekli, sabırsız eagle: kartal, on dolarlık altın para ear: kulak, duyma yeteneği, kulak verme earlier: daha evvel , daha erken, eski early: erken , evvel, önce earnest: , avans, teminât earth: , toprakla örtmek , dünya , yeryüzü earthquake: deprem ease: kolaylaştırmak , huzur, kolaylık easier: [easy] kolay, zahmetsiz easily: kolayca east: i. doğudaki bölüm , doğu, doğudaki , doğuya doğru easy: basit, kolay, zahmetsiz eat out: dışarıda yemek yemek echo: yankılanmak yankı economical: ekonomik, hesaplı eddy: anafor yapmak, fırıl fırıl dönmek , anafor, hortum edge: keskinleştirmek, kenar yapmak , kenar editor: editör, yayımcı educate: eğitmek education: eğitim edward: eel: yılanbalığı effect: etkisi olmak , etki efficient: verimli, becerikli effort: çaba, gayret egg: teşvik etmek, kışkırtmak ,yumurta egypt: Mısır eight: sekiz, sekizli                                     either: her bir , ister ,ne de either.....or....: ya.....ya..... ejectment: atma, tahliye elapse: akıp gitmek, geçmek elastic: elastik şey , esnek, lastikli elbow: dirsekle dürtmek , dirsek, dönemeç elder: yaşlı kimse , yaşça büyük elect: seçmek election: seçim electric: elektrik, gerilimli electricity: elektrik, elektrik akımı elegant: şık, zarif, hoş element: öğe, küçük bir miktar elementary: temel, saf elephant: fil Elephant dung: fil gübresi eleven: on bir kişilik takım ellen: else: başka elsewhere: başka yerde, başka yere embark: bindirmek, yüklemek embarrassment: utanma embassy: elçilik embrace: kucaklamak , sarılma, kucaklaşma emerge: ortaya çıkmak emergency: tehlike, acil durum emigrate: göçmek, göç etmek emotion: heyecan, duygu emphasis: önem, vurgu emphasize: vurgulamak, üzerinde durmak emphatic: vurgulu, önemli empire: imparatorluk imparatorluk ile ilgili employ: çalıştırmak, görevlendirmek employee: işçi employer: işveren, patron employment: iş verme, iş empty: boşaltmak , boşalma ,boş enclose: çevrelemek, kuşatmak endorsement: ciro, açıklama, onay enemy: düşman , düşman, düşmana ait energy: enerji, kuvvet engage: söz vermek, bağlamak