ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Página 6

‣ bark:. havlamak, öksürmek, havlama, ağaç kabuğu
‣ barn:. ambara koymak, ambar, ahır
‣ barrel: fıçılamak, varil, namlu
‣ base: dayandırmak, temel alçak
‣ baseball: beysbol, beysbol topu
‣ basement: bodrum, bodrum katı, taban
‣ basic:. basit, esas, temel
‣ basin: leğen, yalak
‣ basis: esas, köken, ilke
‣ basket:. pota, sepet
‣ bastardize: lekelemek, alçaltmak
‣ bat:. vuruş yapmak, yarasa, raket
‣ bath: yıkanmak, banyo
‣ bathe:. banyo yapmak; yüzmek, dalmak
‣ battery: pil, akü
‣ battle: savaşmak, mücâdele, çatışma
‣ bawl: haykırmak, bağırmak
‣ bay: ulumak i. körfez, koy
‣ be:. olmak, bulunmak, var olmak, anlamına gelmek
‣ beach:. sahile çekmek i. sahil, plaj
‣ bean:. fasulye, tane, metelik
‣ beard: karşı gelmek, sakal
‣ beast:. hayvan, canavar, sevimsiz kimse
‣ beat: dövmek, çalmak( davul) darbe, bitkin
‣ beautiful:. güzel, hoş
‣ beauty: güzellik
‣ because: çünkü, diği için
‣ bed: yatırmak yatak, nehir yatağı
‣ beef: sızlanmak. sığır eti, yakınma
‣ been: olmak, bulunmak,
‣ before:. önce, önde, den önce önünde
‣ beforehand:. önceden, peşin olarak
‣ behavior:. davranış, tavır, tutum
‣ behind:. arkada, geriye, ardındaki
‣ being: varlık, olma
‣ bell: böğürmek, zil, çan
‣ below:. aşağı, altta, altında
‣ belt: kemer takmak, kemer, kuşak
‣ Bench: bank, kürsü
‣ bend: bükmek, kıvrılmak, kıvrım, dönemeç
‣ beneath: altında, altına, altta
‣ benefit: yararı dokunmak, yarar, çıkar, kazanç
‣ bent: istek, yatkınlık bükülmüş
‣ berry:. meyve toplamak küçük meyvelerin genel adı)
‣ beside: yanına, yanında, başka
‣ besides:. ayrıca, üstelik, dışında
‣ best:. en iyi
‣ better: iyileştirmek, daha iyisi daha iyi, daha güzel
‣ between: ortasında, arasına
‣ beyond: ahiret ötesinde ed. ötesine, ayrıca
‣ bias:. çapraz i. eğilim, önyargı zf. çapraz olarak, meyilli olarak
‣ bicycle:. bisiklete binmek, bisikletle gezmek i. bisiklet
‣ big:. büyük, çok, fazla s. kocaman, iri
‣ bigger: [ big ] s. büyük, kocaman
‣ biggest: [ big ] s. en büyük, çok
‣ bike: f. bisiklete binmek, motosiklete binmek i. bisiklet, motosiklet
‣ bill: fatura etmek i. hesap, kâğıt para
‣ billy: cop
‣ bin: kutu, çöp kutusu
‣ bind: bağlamak, tutmak, bağlayan şey
‣ bird: kuş
‣ birds: kuşlar
‣ birth: doğum, yavrulama; köken
‣ birthday: doğum günü, açık kahverengi i. bisküvi, kurabiyepiskopos; fil( satranç)
‣ black: karartmak i. siyah, zenci uğursuz
‣ bladder: sidik torbası, kese
‣ blade: bıçak ağzı, kılıç
‣ blank: çıkarmak i. boşluk, boş, yazısız
‣ blanket: örtmek, battaniye, örtü, kapsamlı
‣ bless: kutsamak, şükretmek
‣ blind:. kör etmek, jaluzi, pusu kör
‣ blister:. su toplamak kabarcık
‣ block: engellemek, kapamak blok, kütük, engel
‣ blockade: kuşatmak abluka, kuşatma
‣ blood:. kan, huy, akrabalık
‣ blouse: bluz, gömlek
‣ blue: maviye boyamak, mavi s. morarmış
‣ board: tahta döşemek, binmek kara tahta, pano