ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 45

‣ Sabotage : sabote etmek , sabotaj ,

kundaklama
‣ sack : kovmak , çuval , işten atılma , yağma
‣ sacrifice : kurban etmek , kurban , özveri
‣ sad : üzgün , acıklı
‣ saddle : eyerlemek , eyer , semer , sele
‣ safari : safari
‣ safe : kasa , emin , güvenli
‣ safety : koruyucu , emniyet , güvenlik
‣ sail : denize açılmak , yelken , denize açılma
‣ sailor :. denizci , gemici
‣ sake : hatır
‣ salad : salata
‣ salary : maaş vermek i . maaş
‣ sale : satış , ucuzluk
‣ sally : dışarıya hücum , gezinti , espri
‣ salmon : s somon rengi somon , som balığı
‣ saloon : salon , meyhane
‣ salt : tuzlamak , salamura yapmak . tuz s . tuzlu
‣ salute : selamlamak i . selam , selamlama
‣ sam : sam
‣ same : aynı
‣ sample : örneklemek . örnek , numune . örnek ,
‣ sand :. kum serpmek . kum
‣ sandal : sandal , sandalet
‣ sandpaper : . zımparalamak . zımpara kâğıdı
‣ sandwich : arasına sıkıştırmak , sandviç yapmak i . sandviç
‣ sardine : . sardalya
‣ satellite : . uydu
‣ satellites : uydular
‣ satin : pürüzsüzleştirmek i . saten s . saten , satensi , dümdüz
‣ saturday : cumartesi
‣ sauce : f terbiyelemek i . sos , terbiye
‣ saucepan : i . saplı küçük tencere
‣ saucer : i . fincan tabağı
‣ sausage : s . sosis şeklinde i . sucuk , sosis
‣ savage : ısırmak ) . vahşi . vahşi ,
‣ savour : . tadını çıkarmak . tat , zevk
‣ saxophone : saksofon
‣ scale : tartmak , ölçek
‣ scandal : skandal , rezalet
‣ scarce : az bulunur , seyrek
‣ scare : . korkutmak korku
‣ scared : . korkmuş
‣ scarf : . geçirmek eşarp , atkı
‣ scene : sahne , olay yeri , manzara
‣ scheme : f . tasarlamak i . düzen , tasarı
‣ scholarship : . bilim , burs
‣ school : . okula göndermek i . okul
‣ science : . bilim , ilim , fen
‣ scientific : bilimsel , sistematik
‣ scientist : bilim adamı
‣ scissors : makas
‣ scone : çörek
‣ score : hesabını tutmak çizik , skor
‣ scorpion : . akrep
‣ scramble : . sürünerek ilerlemek çabalama
‣ scrape : . kazımak . kazıma sesi , sürtme ünl . garç , gırç
‣ screen : gizlemek , filme almak ( kitap vb .) i . ekran , perde , bölme
‣ scruff : ense
‣ sea : deniz s . denizle ilgili
‣ seal : mühürlemek i . mühür , damga
‣ seashore : deniz kıyısı , sahil
‣ seaside : deniz kenarı , sahil . sahildeki
‣ season : çeşni katmak sezon , mevsim
‣ seat : . oturtmak . oturak
‣ second : desteklemek . ikinci , saniye ikinci dereceli
‣ second-rate : ikinci sınıf
‣ secret : , sır . gizli
‣ secretary : sekreter , yazman
‣ section : bölmek i . bölüm
‣ secure : sağlama almak . emin , güvenli
‣ see over : gözden geçirmek
‣ seed : tohum ekmek . tohum , tane
‣ segment : bölmek parça , bölüm
‣ seize : . yakalamak , tutmak
‣ seldom : nadiren
‣ selection : seçme ,