ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 19

                                    fame: şöhret, söylenti familiar: arkadaş ,tanıdık, samimi family: aile , ailevi famous: ünlü fan: havalandırma , yelpaze, vantilatör, hayran fanatic: fanatik ,aşırı düşkün fancy: düşlemek, sevmek , hayal, beğeni ,fantezi, süslü fantastic: harika, olağanüstü, hayali far: uzak , uzağa, uzakta fare: gitmek (iş), yola çıkmak ,yol parası farm: f. ekip biçmek, yetiştirmek, çiftçilik yapmak i. çiftlik farmer: i. çiftçi, çiftlik sahibi farther: s. uzaktaki, ötedeki zf. daha uzakta, diğer fashion: biçimlendirmek, uydurmak , moda, üslup fast: ruç tutmak ,oruç, oruç süresi, çabuk, hızla, hızlı fasten: bağlamak, iliştirmek fastened: [fasten] bağlamak, iliştirmek faster: ünl. Hızlan fat: şişmanlatmak , yağ , şişman fate: kader, kısmet father: yaratmak, babası olmak ,allah, tanrı ,baba, papaz, peder, yaratıcı father in law: kayınpeder fault: kusur bulmak, hatası olmak ,hata, kabahat faultless: kusursuz, mükemmel faulty: kusurlu, hatalı, bozuk favor: iyilik etmek, yardımda bulunmak ,şeref nişanı favorite: favori, gözde , favori favour: dikkat göstermek, kayırmak, desteklemek ,şeref nişanı favourable: iyi niyetli, elverişli, faydalı favourite: favori, gözde favori fear: korkmak, endişe etmek , korku fearful: korkunç, ürkek, kaygılı feather: tüy takmak , tüy feathers: feature: karakterize etmek, belirtmek , yüz hattı, özellik february: şubat                                        fed up: bıkmış, usanmış federal: federal, federe fee: ücretini vermek ,ücret feet: foot ölçüsü fellow: arkadaş , eş, ortak female: kadın ,dişi, kadınlara ait fence: çit ile çevirmek, korumak,çit, parmaklık, engel ferry: feribotla taşımak, feribot fertile: bereketli, üretken fertilize: [fertilize (Amer.) ] , verimli kılmak, gübrelemek festival: bayram, şenlik , festival ile ilgili, festival fetch: gidip almak, cezbetmek fever: ateşlenmek , ateş, heyecan few: az miktar , az, kıt fewer: [few] , kıt, azıcık fiance: nişanlı fiction: düş, kurgu field: sahaya çıkarmak , tarla, saha fierce: azılı, kızgın, kötü fifteen: onbeş fifth: beşte bir, beşinci kısım , beşinci fifty: elli fig:incir, giyim kuşam fight: dövüşmek mücâdele, kavga fighting: savaşçı , savaş, mücâdele figure: şekillendirmek, resmetmek ,şekil, rakam file: dosyalamak, kayda geçirmek dos