ILLUSTRATED ENGLISH DICTIONARY sözlük | Page 20

                                       fish: balığa çıkmak , balık fist: yumruklamak ,yumruk five: beş flag: bayrak çekmek , bayrak, sancak, flama flake: yolmak (pullarını) , pul, tanecik flame: alevlenmek , alev, hiddet flash: ışık tutmak, görünüp hızla kaybolmak, ışıltı, parlama , ani flat: i. düz yüzey , düz, kesin, sabit , düz olarak flavour: tat vermek [flavour (Brit.) ] , tat, çeşni flea: pire flee: kaçmak, aceleyle çıkmak fleet: filo, donanma ,seri, çevik flesh: çiğ etle beslemek, ayrıntılarıyla anlatmak i. et, vücut flight: kaçma, uçuş flipper: yüzgeç (kaplumbağa v b.), kol, palet float: f. su üzerinde durmak i. yüzen şey, sal floating: yüzen, flock: sürü halinde hareket etmek, toplanmak i. sürü, kalabalık flood: basmak, akın etmek , su baskını floor: döşemek, yere yıkmak,zemin florida: Florida florist: çiçekçi flour: öğütmek , un flow: akmak ,akış, akım, akıntı flower: çiçeklenmek ,çiçek fluent: akıcı foam: f. köpürmek i. köpük foam rubber: sünger fog: sis kaplamak ,sis folk: halk, ahali, millet , halk folks: ev halkı, insanlar, yakınlar fond: düşkün food: yiyecek, gıda foolish: aptal foot: ödemek, hesaplamak ,ayak, adım football: futbol topu, futbol footprint: ayak izi, iz for: için , nedeniyle, çünkü forehead: alın                                         foreign: yabancı, dış foreman: ustabaşı, jüri sözcüsü forest: ağaçlandırmak orman forever: sonsuza dek, devaml forge: demir dövmek , demirci ocağı forger: demirci, mucit, taklitçi fork: çatalla kaldırmak ,çatal form: şekil vermek, oluşturmak,şekil, yapı, beden snk. biçiminde formal: gece elbisesi, resmi, biçimsel former: önceki, eski , biçimlendirici, sınıf öğrencisi fort: kale, hisar forth: ileri, dışarı, diğer forthwith: hemen, derhal fortnight: iki hafta, onbeş gün fortune: şans, kısmet forty: kırk forward: sevketmek , forvet, ileride yer alan kimse s. ileri fought: [fight],dövüşmek, uğraşmak foul: karıştırmak, bozmak , zor durum, faul ,fena, bozuk foundation: esas, kuruluş fountain: çeşme, pınar fountain-pen: dolmakalem four: dörtlü fourth: dörtte bir, do ile fa arasındaki aralık , dördüncü fox: kurnazlık etmek , tilki, kurnaz fraction: kesir, bölüm fragile: kırılgan frame: çerçevelemek ,çerçeve france: Fransa frank: ücretsiz göndermek (mektup) , frenk , açık sözlü fred: freedom: özgürlük freeze: donmak , donma, don freight: yüklemek, nakletmek nakliye french: fransız, fransızca , fransızca ile ilgili, fransa ile ilgili frequently: sık sık, çoğunlukla fresh: taze, yeni , serinlik , taptaze friday: cuma fridge: buzdolabı friend: arkadaş