Haziran haziran | Page 45

ŞEYH ŞAMİL VE KAFKASYA GAZAVATI II – M.YASİN ÜSTÜN Şeyh Mansur bu durumu çok olumlu karşılayıp sonraki süreçte yerli kabileler ile Osmanlı arasında bir köprü vazifesi görmeye başladı. Kabilelere gönderdiği mektuplarda Osmanlı’nın yaptığı yardımdan ve Rusları Kafkaslardan atmanın hâlâ mümkün olduğundan bahsedip onları da harekete geçirdi. Osmanlı’nın Rusya’ya savaş ilan etmesiyle planlar uygulamay a konuldu. Bütün iyi niyetlere rağmen bundan sonra vuku bulan savaşlarda hem sayı olarak çok hem de silah üstünlüğüne sahip Rus birliklerine karşı peş peşe yenilgiler alan Şeyh Mansur, Anapa Kalesi’ne çekilmek zorunda kaldı. Burada, Kafkasya’daki savaşlar boyunca sıklıkla karşılaşılan iki husustan bahsetmek gerektir. Birincisi Şeyh Şamil dönemine kadar Kafkas halklarının organize ol(a)mayıp disiplinsiz hareket etmeleri, ikincisi ise Rusya’nın teknik üstünlüğüdür. Zira savaşların başlangıcında kabilelerin topu yoktu, hatta bazı kabilelerin topun varlığından dahi haberi yoktu. Mesela Kont Potemkin’in başlattığı yukarıda bahsi geçen harekâtta Rus ordusunun 35 topu ve 8000 askerlik düzenli birliği vardı (ki buna Rus yanlısı kabilelerden aldığı desteği de ekleyince sayı hayli artmaktadır). Yerlilerin çok daha cesur ve savaşçı olmalarına karşın Rus ordusunun uzun vadede başarılı olmasının bir diğer önemli sebebi de mücahidlerin umumiyetle disiplinden yoksun olmalarıydı. Velhasıl kelam, Ruslar Anapa Kalesi’ne yaptıkları 1787 ve 1789’daki iki kuşatmada da kaleyi düşüremediler ancak Serasker Battal Paşa’nın taarruz seferinde mağlup olup esir edilmesiyle durum yine Ruslar lehine döndü. Bu esnada Kont Potemkin’in yerine atanan Kont Gudoviç büyük bir birlikle Anapa’ya yöneldi. 15 piyade taburu, 3000 keskin nişancı, 54 süvari bölüğü, 2 Kazak alayı ve 50 topla birlikte kuşattığı Anapa’yı 22 Haziranda düşürdü. Kuşatma süresince Ruslar 93 subay ve 4000’den fazla er kaybedince, sayıları 15000’e varan kale muhafızları, Kafkas savaşlarında sık sık görüleceği gibi, Ruslar tarafından şehit edildiler. 45