ŞEYH ŞAMİL VE KAFKASYA GAZAVATI II – M.YASİN ÜSTÜN
Kafkasya Müslümanlarının Ruslara karşı birleşmeleri gerektiği,
aksi halde bu durumun Kur’ânıkerim’in hükümlerine aykırı
olacağı, bu yüzden Allah’ın Rusların memleketlerini işgal
etmelerine izin vereceğini ve halkların özgürlüklerini
yitireceğini, dinsiz, vatansız bir halde yaşamak zorunda
kalacaklarını anlattığı bu vaazlar açıkça bir cihad çağrısıydı.
Bu bakımdan Kafkasya tarihi araştırmacıları, batılı yazarların
tabiriyle ‘müridizm’, bizim tabirimizle ise ‘gazavat’ın Şeyh
Mansur’la birlikte başladığını belirtirler.
Şeyh Mansur’un çağrısı zaten bir işaret bekleyen halk
nezdinde ziyadesiyle karşılık buldu. İsmi bir anda meşhur olup
dilden dile dolaşmaya başlayan Mansur’a her gün yeni
gruplar gelip katılmaya başladı. Bunda elbette hakkında
anlatılan, Peygamber Efendimizi (sav) rüyasında görüp bizzat
onun tarafından vazifelendirildiği, Hz Ali’den nakledilen bir
hadisişerifte bahsedilen ‘Mansur’ isimli zatın o olduğu, pişirdiği
yemeklerin tükenmediği, Aldı’da yerden aldığı bir avuç tozu
düşmana atmasıyla düşmanın dağıldığı gibi bir takım rivayet
ve kerametlerin de büyük etkisi olduğunu belirtmek gerektir.
Kısa zamanda büyük şöhrete eren Şeyh Mansur Osmanlı’nın
da dikkatini çekmişti. Nitekim Antep ulemasında Seyyid Halil
Efendi 200 kadar talebesiyle Çeçenistan’a gidip cihada
katıldı. Böylelikle gittikçe güçlenen Şeyh Mansur Ruslar
tarafından bir tehdit olarak görülmeye başlanınca Kont
Potemkin onun üzerine birlik gönderdi. Albay Pieri
kumandasında Aldı’ya giren 3000 kişilik kuvvet köyü yakıp
yıktıysa da dönüş yolundaki sık ormanlarda sonraki senelerde
de çokça rastlanacak bir sahne yaşandı. Ormanda kuşatılan
Rus birliğinin kumandanıyla beraber büyük kısmı imha edildi,
ancak çok azı canını kurtardı.
43