KAVGAYI, AŞKI VE ŞİİRİ ARİF OLAN BİLİR – GÜLAY SÜDA
“Onun ben “Pembe Mantolu Kıza” şiirini okurken sarhoş
olurdum. Kendimden geçerdim.”
(Cahit Külebi için)
“Bir Nazım sarhoşuyum. Ezbere canımı verebilirim.”
(Nazım Hikmet için)
“Ama sen ki benim yarı parçamsın. –Suyun ötesindeki
parçamsın!’’
(Cemal Süreya’ya)
Çalakalem yazılmış şiirleri sevmez, onun tarzı az ve kaliteli şiir
yazma yönündedir. “Ben şiirleri çok bekletirim. Mesela şimdi
yirmi yıldır hiç dokunmadığım şiir var. Öyle kalsın…
Damıtılsın… Bir yere takılmışımdır. Oraya layık, oraya yakışan
bir bölüm oluncaya kadar beklesin. Çünkü başı sonu iyi,
arada bir yer sıradan, esnaf işi olmasın. Ben, buna çok saygı
duyarım.’’
Maviye
Maviye çalar gözlerin…
“Bu iki mısra var ya, belki bir on yıl değil, daha fazla, çok
daha fazla bekledi.”
Leylim dediği Leyla Erbil’e duyduğu aşk, toplumcu gerçekçi
şiirler yazan Arif’i yumuşatmış, kavgadan sonra insanı diri
tutan diğer duygu aşk ve hasret üzerine de şiirler yazmıştır.
1968’de tek kitabı olan ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’
yayınlanınca, çok büyük bir yankı uyandırmıştır. Kitap,
yayınlanmasından sonraki 12 yılda 18 baskı yapar. Kitaptaki
birçok şiir Leyla Erbil için yazılmıştır. Kim bilir belki de yaşarken
yayımladığı tek şiir kitabının bunca sevilmesinin ardında
yaşanan hasretin gerçek oluşu yatar.
27