“… Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.”
28
KAVGAYI, AŞKI VE ŞİİRİ ARİF OLAN BİLİR – GÜLAY SÜDA
“… Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.”
Payına düşen sevdanın hasretinden bu dünyanın kavuşma yeri olmadığını anlayan şair uzun yıllar mektup yazar( 1954- 1977) Leylim dediği Leyla’ sına yazdığı mektuplarda, şiirlerde ona olan hasretinin kokusu vardır.” İlk sen mağlup ettin beni” diye başlar bir mektubuna. Dünyadaki tüm haksızlıklara kelimeleriyle kafa tutan şair bu kez aşka ve hasrete mağlup olmuştur. Dünyaya gelen herkes payına düşeni alır. Neyi en çok istesen en çok o olmaz ya, şairin payına da prangaya vurulmuş bir ayrılık düşmüştür. Sanıyorum Fuzuli’ den sonra hasret duygusunu en iyi yansıtan şairlerin başında gelir. Onun için Ahmet Arif adından önce şiiri gelir akla:” Hasretinden Prangalar Eskittim”
2 Haziran 1991’ de Ankara’ da yaşamını yitirir şair. Ölüm yılı dolayısıyla yine bir haziran ayında hasretle anarken şairi, ölmeden önce söylediği şu sözlerle veda etmiştir:“ Ben buralarda, bu hastanelerde, bu topraklarda değil, gene oralarda, Dicle kıyısında bir çadırda ölmek isterim. O kadar güzel ağıt yakar ki o kadınlar. Hiçbir müzik o kadar dokunaklı olamaz …”
28