Haziran 2019 haziran2019 | Page 43

Sultan Ahmet Camii Yasemin Dutoğlu Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç’in kucaklaştığı noktada bir inci tanesi gibi duran Aziz İstanbul, fetihten itibaren 300 yüz yıl içinde yavaş yavaş Türk ve Müslüman elbisesine büründü. Hiç kuşkusuz bu değişimde baş rol selatin camilerinindir. Fatih Sultan Mehmet’in Fatih camisini yaptırması ile başlayan şehrin imarı, ardından gelen sultanların, zaferle sonuçlanan seferlerden elde edilen ganimetle birer camii inşa ettirmesinin bir gelenek haline dönüşmesi ile devam etmiştir. Böylelikle İstanbul’un yedi tepesi birbirinden güzel camilerle ziynetlendi ve O’nu dünya şehirleri arasında emsalsiz bir konuma getiren o eşsiz silüet oluştu. Deniz yoluyla İstanbul’a gelenleri ilk önce Ayasofya ve Sultan Ahmet camilerinin heybeti karşılar. Üsküdar ve Kadıköy taraflarından bakınca aralarında bin küsur yıl bulunan ve aslında iki farklı medeniyetin ürünü olan bu yapılar birbirinden asla ayrı düşünülemeyecek ikiz kardeşler gibi el ele dururlar. Güneş bu muhteşem kubbeler ve minareler arasında ufka doğru süzülürken oluşan renk cümbüşü ile gün batımlarının seyrine doyulmaz. 14. yaşında tahta çıkmış 14. Osmanlı padişahı Sultan I. Ahmet Han 14 yıllık saltanatı boyunca bir çok önemli işe imza atmıştır. Kendisinden önce başlamış olan Avusturya ve İran ile sürtüşmeleri sonuçlandırmış, celali isyanlarını bastırmıştı. Denizlerde önemli başarılar kazanmış, kardeş katli uygulamasını kaldırtmıştı. O’nun döneminde devletin yüzölçümü azami sınırlarına ulaşmıştı. 43