Halbuki bu yüce mimar, temellerin iyice zemine oturması için uzun bir süre beklenmesi
gerektiğini düşünüyor ve bu yüzden de inşaata başlamakta acele etmiyordu.
Dedikoducular, Sinan’ın bu işi başaramayacağını anladığını ve İstanbul’dan kaçmaya
hazırlandığını iddia ediyorlardı. Bu sözler Padişahın kulağına kadar gitti. Bundan sonrasını
Koca Sinan’dan dinleyelim: “Benim o söylentilerden haberim yok iken, bu sözler
Padişahın kulağına gitmiş. Bir gün ben caminin projeleriyle meşgul iken inşaata geldiler
ve: “Temel atılalı seneler geçti, sen hâlâ lüzumsuz işlerle meşgulsün. Şimdi bana söyle, bu
bina ne zaman bitecek? Yoksa sen bilirsin!” diye bağırdılar. Padişahın böyle hiddetle
sormasından ne diyeceğimi şaşırdım ve birdenbire: “Saâdetlû Padişahımın devletinde iki
ayda tamam olur” deyiverdim. Tekrar sual eylediklerin de ağalar dahî: “Mimar Ağa,
Saâdetlû Padişah ne buyurdular işitir misin? Bu bina kapusu kapaya ne zaman tamam
olur?” dediler. Ben dahî tekrar: “İki ay tamam olunca bu bina da tamam olur” dedim.
Padişah orada hazır bulunan ağaları şahit tutup: “Mimar! Hele iki ay sonra tamam
olmazsa senünle söyleşiriz!” diyerek sarây-ı hümayunlarına revan oldular. Saraya
vardıklarında hazinedarbaşı ve ağalara buyurmuşlar ki: “Mimar aklını oynattı. Hiç iki ayda
bir nice yıllık iş yapılabilir mi? Herif, başının korkusundan aklını aldırdı. Çağırıp siz de sual
ediniz, görün ne cevap verir. Eğer halt-ı kelam ederse bina ahvali müşkil olur.” Biraz sonra
bazı adamlar gelip beni saraya çağırdılar. Alelacele gittim. Yine ağalar, binanın ne zaman
tamam olacağını sorduklarında: “Padişah hazretlerine iki ayda tamam olur diye cevap
verdim, şahid tuttular. İnşaallahü Teâlâ iki ayda tamam ederiz.” Dedim.Koca Sinan,
Allah’ın inayetiyle temelden itibaren o koca camiyi iki ayda bitirmeye muvaffak oldu.
Açılışta yine Padişah ve Ebussuud Efendi (şeyhülislam)bulundular. Kanuni, camiye
hayranlıkla bakarken, iki ayda böyle bir eserin nasıl tamamlandığına akıl erdiremiyordu.
Sıra camiyi kimin açacağı meselesine gelmişti. Anahtarı Padişaha verdiklerinde, o da
Mimar Sinan’a uzattı ve: “Bu bina eylediğin beytullahı sıdk-u safa ve dua ile yine senin
açman evlâdır” dedi. O da “Yâ Fettah” diyerek Süleymaniye camiinin kapısını açtı.“
Aradan yıllar geçmesine rağmen İstanbul’daki gözdeliğini koruyan Süleymaniye Camii her
yıl binlerce insana tekrar tekrar ev sahipliği yapmaktadır,Süleymaniye İstanbul’un 7
tepesinden birinde şehri aydınlatmaktadır.
Bizlere de bu dev yapıtın yapısını hayranlıkla incelemek ve koca Sinan’ın bizlere sunduğu
havayı teneffüs etmek nasip olmuştur.
Rahmet olsun ecdada Kanuni Sultan Süleyman’a ve Mimar Sinan’a...
42