Hidayet Sorgusu
Bülent Tahir Eşler
Aşkı yazmayı denedin mi hiç ve yazarken
sayfa sayfa tükendin mi? Umutsuzluğa
savaş açtın mı ve gözü kara çarpıştın mı
hatıralarla? Dertleri zevk edindin mi ve
dertlendin mi aşkından? Sonra bir ümit
kapladı mı ufkunu, kıpkızıl yayıldın mı
boşluğa sen de? Ve bir kasırga sonrası
yorgunluk attın mı yıldırımlar altında? İşte
böyle, bir sayfayı kapatıp bir yenisini açtın
mı?
Peki, sen hiç gönülle dalaştın mı?
Umudunu kaybedip, kederlere kucak
açtın mı? Avuçlarında, sana da gül
sundular mı hiç ve sen de o gül kokan
düşlerden uyandın mı zamansız? Düşleri
bir kenara itip kabusla tanıştın mı bir gece
yarısı? Ve yastıklar parçaladın mı durup
dururken sebepsiz yere? Gülüm ! Seni de
deli
sandılar
mı
aşkından?...
Yanlışların oldu mu senin doğru sandığın
ve doğrular doğurdu mu hiç sabahsız
karanlığın? Bir yılana sarıldın mı sen de
çaresiz ve düştüğün denizleri içti mi
gözyaşların
yudum
yudum?
Bir mutluluk oyunu oynadın mı hiç
kendinle, sonra kuralların altında yığıldın
mı sen de bir enkaz gibi? Seni de
yargıladılar mı aşktan? Hüküm müebbet
miydi, yoksa kırılan bir kalem mi sorgusuz
sualsiz?
Ardından bir buhran zindanına tıktılar mı
seni de ve sonra o zindanı yıktılar mı
başına gülüm?
En çekilmez anlarında bile, aşkın iniltisini
duydun mu yüreğinde?
24