Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 25 | Page 11
2014
Haziran
SAYI: 25
ABD Hava Kuvvetleri Pilotlarında Nörolojik Olgular
(2000-2012 Periyodu)
Nörolojik hastalıklar, uçucularda ve uçucu olmayan
gruplarda benzer sıklıkta görülür. Bu hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklarla birlikte uçuculuk durumunu elverişsiz hale getiren ana nedenlerdendir. Nörolojik hastalıkların
genel görülme sıklığı, uçucu personeldeki sıklıkla paralel
değildir; epidemiyolojik verilerdeki uçucular aleyhine olan
yükseklik, uçuş emniyeti açısından uçuculara verilen aşırı
konservatif kararlarla ilgilidir.
Bu çalışmada, ABD Havacılık Tıbbı Okulu Konsültasyon
Servisi (USAFSAM-ACS) tarafından 2000-2012 yılları arasındaki nörolojik hastalar geriye dönük olarak gözden geçirilmiştir.
Sonuçlar: 2000-2012 yıllarında değerlendirilen
toplam 16.315 olgudan
871’i (%5.3) nörolojik
yakınması olanlardı. Bunların 638’i (%73) bizzat
muayene edilerek, 233’ü
(%27) ise tıbbi kayıtlar
üzerinden değerlendirildi. Hastaların demografik
özellikleri: %99’u USAF
personeli, %83’ü aktif
görevdeydi.
Ortalama
yaş 34 ve %91’ü erkekti.
Ortalama uçuş tecrübesi
1800 saatti. %64’ü alkol,
%15’i sigara kullandığını bildirmişti.
Bu seride en çok görülen nörolojik tanılar: Baş ağrıları (239
olgu; 168 migren, 56 gerilim tipi ve 15 diğer baş ağrısı tipleri), Kafa travmaları (224), Radikülopatiler (76), Senkop (64),
Demiyelinizan hastalıklar (toplam 59; 33 optik nevrit, 26
MS), Vertigo (48) ve Nöbetler (toplam 48; 35 nonfebril, 7
febril nöbet.)
Tartışma: Bizim serilerimizde uçucularda görülen nörolojik
problemler çok yaygın sıklıkta değildir; tüm nörolojik tanılar, konsültasyon servisinin koyduğu tanılardan %5 kadar
daha fazladır. Nörolojik durumlar, gelecekte rahatsız edici
ve malul bırakabilen, ani ve tahmin edilemeyen bir risk taşıyabileceği için önemlidir. Nörolojik durumlar uçuşta yetersizliğin (inkapasitasyon) en sık nedenleri arasındadır. USAF
uçuş mürettebatında 1984 yılında yapılan bir çalışmada,
nörolojik problemlerin, uçuştan tıbbi olarak diskalifiye edilmede en sık 3. neden olduğu görülmüştür. 1995-1999 yılları
arasında USAF uçuş personeli üzerinde yapılan başka bir
çalışmada ise, nörolojik durumların uçuştan diskalifiye edilmede 2. büyük neden olduğu bulunmuştur. 275 ticari pilotta
ve astronot başvurularında yapılan değerlendirmelerde de
benzer sonuçlar elde edilmiştir. İlginç olarak, uçuştan tıbbi
nedenle ayrılan 136 kabin görevlisinin %3.7’sinde nörolojik
bir neden bulunmuştur. Bu sonuç, kabin ekiplerine daha esnek tıbbi standartlar uygulandığını yansıtmaktadır.
Bizim çalışmamız ACS tarafından değerlendirilen veya
incelenen nörolojik problemi olan ağırlıklı olarak erkek askeri pilotlar üzerinedir. Verilerimizden çıkan beklenmeyen
bir bulgu, kafa travmalarının
sıklığı idi; baş ağrılarından sonra ikinci sırada idi. Uçucularda
görülen nörolojik problemleri
inceleyen eski yayınlarda böyle
bir bulgu yoktur. Bizim çalışmamızdaki beklenmeyen bir bulgu
da, nörolojik olguların eğitime
yeni başlayanlarda uçuş tecrübesi fazla olanlara göre daha
az olmasıdır. Pek çok nörolojik problem uçuş görevleriyle
bağdaşmaz iken, bizim ACS tecrübemiz daha az karamsar
bir bakış sunmaktadır. ACS tarafından değerlendirilen nörolojik problemi olan uçucuların 2/3’ü, sınırlama ile veya sınırlama olmaksızın göreve devam edebildi. Bu kararlar, risk
değerlendirilmesi ve özgeçmişi inceleme yoluyla verildi.
Çalışmamızın birkaç sınırlaması vardır. Bizim verilerimiz ACS tarafından görülen ve gözden geçirilen seçilmiş bir
toplulukla sınırlıdır. Bu nedenle Hava Kuvvetlerinin tümünü
yansıttığı söylenemez. İleri seviyede inceleme gerektirmeyen basit nörolojik problemi olan havacı olgular ve uçuştan ayırılan ağır nörolojik hastalığı olanlar, ACS tarafından
genellikle incelenmeye alınmamıştır; yani bu ağır olgular
bizim verilerimizde bulunmamaktadır. Ayrıca, 12 yıllık zaman periyodunda bazı olgular gözden kaçmış olabilir ve
verilerimiz tam olmayabilir. Bizim çalışmamız, havacılık
görevini sürdürmek için genel bilgi sağlarken, özel durumlar
için takip bilgilerini değerlendirmek için dizayn edilmemiştir. ACS’deki nöroloji tarafından değerlendirilen olguların
kompozisyonu, diğer kurumların tecrübelerini yansıtmamaktadır. Örneğin 2011’den önce, USAFSAM, Brooks Hava
Üssünde yerleşik olduğu zaman, uyku bozukluğu olan olguları göğüs hastalıkları uzmanları değerlendiriyordu. Spinal
ve nörootolojik olgulara da nöroloji değil diğer bazı branşlar bakmaktaydı. USAFSAM 2011’de Wright-Patterson Hava
Üssüne yerleştikten sonra ACS nörologları spinal hastalıkları
ve nörootolojik durumları da üstlendiler. Nörolojik hastalık
değerlendirmesinde sayısal ve oransal farkların bir nedeni
de budur...
Havacılarda sıklıkla görülen nörolojik durumları bilmek,
eğitime ve önlem geliştirmeye yarayabilir. Böyle çabalar
bazı ciddi operasyonel olayları azaltabilir. Özel durumlara odaklanacak gelecekteki