Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 23 | Page 23

2 0 1 3 Eylül SAYI: 23 GREMLİNLER: BİR DÜZİNE RİSK UNSURU DÜŞÜNÜŞ VE DAVRANIŞ KALIBI İkinci Dünya Savaşında uçaklarda kazaya neden olan mekanik arızalar için pilot ve mühendislerin teşhisi Gremlinler idi. Gremlin, halen Redhouse sözlüğünde yer alan bir kavramdır; kötü tabiatlı cin anlamında olup, o dönemlerde teknik yetersizlikler nedeniyle çözümlenememiş kazaları yüklemek için bir bahane olarak kullanılmaktaydı. Bugün uçuş kazalarındaki mekanik arızalar bilimsel tanı yöntemleriyle belirlenmekte ve olabildiğince önlenebilmektedir. Fakat kazalardaki insan unsuru gene de %70 düzeylerindeki etkinliğini sürdürmektedir. Bu bağlamda gremlin kavramını, insan psikolojisine ait “risk yaratabilecek düşünüş ve davranış bozuklukları” için kullanmak, çarpıcı ve akılda tutmayı kolaylaştırıcı olabilir gibi değerlendirilmiştir. İnsan psikolojisiyle ilgili risk faktörleri pek çoktur. Aşağıda kaza nedeni olabilmek bazında bir düzine risk unsuru düşünüş ve davranış bozukluğu (gremlin) tanımlanmaktadır. 1.KAZAYA YATKINLIK: (Accident Proneness) Kaza nedenleri arasında gizemli unsurlar hep ilginç bulunmuştur. Kişilik dokusunda kazaya yatkınlık yönünde bir sır bulunması -eğer varsa- gerçek bir gremlin olarak araştırılmaya değerdir. Halk arasında sakar (clumsy) olarak nitelenen bazı kişilerin sık sık bir şeyleri kırıp döktükleri, kendilerine veya çevresindekilere zarar verdikleri bilinir. Araştırmaların gösterdiğine göre, insanların %10’u, tüm kazaların %75’inden sorumludur. Keza tüm otomobil kazalarını %33’ü, sürücülerin sadece %4’ü tarafından yapılmaktadır (18). Bu, kişinin stres birikimiyle de, kendini cezalandırma güdüsüyle de, fiziksel ve zihinsel kusurlarıyla da ilgili olabilir (5). Sass ve Crook, cephane imalatı, et kesiciliği, inşaatçılık gibi sektörlerdeki kaza fazlalığının günahının çalışanların defektlerine değil, işin doğasına ait olduğunu, kazaya yatkınlık kavramının müphem yanları bulunduğunu ileri sürmektedirler (15).Ama gene de bazı kişilerin kaza yapma huyunu ve kendi felaketlerinin çekirdeklerini içlerinde taşıdıkları, rastlantı gibi görünen kazalarda bile bilinç dışı kendini tahrip etme veya mazohistik güdülerin bulunduğu görüşü daha çok taraftar toplamaktadır (2,3). Kimsenin kabule yanaşmayacağı böyle eğilimlerin tanısında ne yazık ki güvenilir bir test ve yöntem yoktur. Ancak kişilerin uzun süreç içinde takipleri ve çok önemsiz küçük kazaların bile kaydedildiği istatistiksel çalışmalarla, kimlerde yoğunlaşmalar olduğu saptanarak, daha derin araştırmalar yapılması mümkündür. 2.TRAVMASEVERLİK: (Traumatophilia) Bazı insanlar bilinçli veya bilinçsiz olarak travmayı severler, travmatik yaşantılara yatkın ve isteklidirler. Her girişilen eylem travmaya dönüşür, beladan belaya koşulur, hiçbir zaman rahatlık yok gibidir. Bunun kökeninde, korkulan şeyi önceden yaşamak veya iç gerilimden kurtulmak için dış objeleri kullanmak (act out) eğilimi bulunabilir. Travmatik eylemden amaç zevke ulaşmak değil, hoşnutsuzluktan kaçınmaktır (5). Travma korkusunu telafi amacıyla da bu yola başvuruluyor olabilir. 3.BİLİNÇDIŞI İNTİHAR GÜDÜSÜ: Kişinin başkaları tarafından suçlanmasından daha kötüsü, kendi kendisini suçlu ve cezalandırılmayı hak etmiş hissetmesidir. Örneğin, bir başkasının ölümünden kendisini sorumlu tutan birisi, sağ kalma suçluluğu içinde olabilir (6), bilinç dışında onunla ödeşmek güdüsü taşıyabilir, bilinçli bir niyet içinde olmaksızın kendi ölümüne yol açacak senaryolar hazırlayabilir. Buna, “kısasa kısas” anlamında “Talion Yasası” denilmektedir (2). ABD’de her sene bir kilise, bar veya okula çakılma biçiminde, pilotların ölümleriyle sonuçlanan birkaç uçak kazası rapor edilmekte ve bunların kaza değil,