Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 22 | Page 28
2013
dan havaya gerçekleşir. Pilot havaalanından önce bölge trafik frekansını
dinler ya da hiçbir frekansı dinlemez.
Bunların yüzde 75i G ve E sınıfı hava
sahasında, uçuş plansız ve görerek
uçuş kurallarını taşımadan olmuştur,
pilotların çoğunluğu da radyo iletişimine gerek duymamıştır.
Kol uçuşunda, akrobasilerde ve yangın söndürme operasyonlarında pilotların birbirleriyle iletişimi için yaygın
bir frekans tahsis edilmiştir. Bu operasyonlarda uçaklar birbirlerine çok
yakın mesafede birbirlerini gözlemleyebilecek konumdadırlar. İncelememizde hem görsel hem de radyo
temasına sahip olunmasına rağmen
çarpışma riskinin kaybedilemediği
gözlenmiştir. Tüm olayların %40’ı
radyo iletişimiyle sağlanmıştır. 16 durumda uçak ATC kontrolündedir ama
bu çarpışmaya engel olamamıştır, 3
durumda ise pilotlar düzenli olarak
pozisyonlarını rapor etmiş ancak birbirlerinin çağrılarını duymamışlardı.
NTSB sadece 2 durumda hava trafik
kontrolünü veya radyo konuşmalarını
kazaya neden olarak işaret etmiştir.
Bir durumda ana neden olarak hatalı
ekipmandan bahsedilmekteyken diğer
durumda ise kulenin, uçağı anlık olarak ayırmak zorunda kalışı neden olarak ifade edilmiştir. Diğer tüm durumlarda uçakların biri ya da ikisi yeterli
açıklığı sağlamada başarısız olmuşlardır. Kule radar ayırmasını sağlamadığı
zamanlarda sadece tek faktör olarak
ifade edilebilir. Kule bilgilendirmeyi
unutmuş, uçak yanlış bilgilendirilmiş
ya da iletişimsizlik olmuş olabilir ancak bunlar çarpışmanın direkt olarak
sebebi değildir. Radyo iletişimi hava
çarpışmalarını önlemek için ek bir
yöntem olabilir ancak merkezi bir
kule iletişimi mutlaka olmalıdır. Bunun aksine duyup kaçınma kavramı
resmi bir terim olmamasına rağmen
radyo ve kule elbette ki kazaya bir
faktör teşkil eder.
En az 12 durumda pilotlar radyo iletişimine yardımcı olabilirdi. Bunlar
uçağın havaalanına uzakta olduğu 9
durumda olmuştur ve diğer uçaklarla
ilgili düzenli raporlar (pozisyonları ve
niyetleri hakkında) duyulmamıştır. Bu
trafik paterni içinde sadece 2 durum
rapor edilmiş ve bir durumda uçağın
ve radyo üzerindeki iletişiminin başarısız olduğu teyit edilmiştir.
512
Morris sadece yüksek yoğunluklu
hava alanları için radyo iletişimini
önerir ama yukarıda belirtilen hususların ışığında bu limitler belki de
yükseltilmelidir. Trafik danışma hizmetleri bulunduğunda radyo raporları
yüksek yoğunluklu alanlar dışındakilere yardımcı olmak için pilotlar tarafından önerilmelidir.
Morris,
havadaki
çarpışmaların
%61’inin havalimanı seviyesinden
genellikle 1