Havacılık Tıbbı Derneği - Bülten Sayı 22 | Page 19
2013
Nisan
SAYI: 22
Dalışta oksijenin evrensel muhafaza sistemi
Dalan memelilerde kalp ve damar sisteminde özel adaptasyon mekanizmaları vardır. Bu mekanizmalar sadece
dalmayı sağlamamakta, aynı zamanda dalışta oluşabilecek tıbbi problemlerden de korumaktadır. Memeli canlılarda oksijen azlığı veya yokluğuna karşı evrensel olarak
oksijeni idareli kullanma ve hayati organlara önemine
göre oksijen gönderip, diğer dokulara cimri davranma, hayatta kalabilme için önemli adaptasyon mekanizmalarıdır.
İnsanlardan farklı olarak dalan memelilerde bu adaptasyon mekanizmaları mükemmeldir. Ayıbalığı, deniz aslanı,
fok, balina ve yunus gibi memeliler niçin insanlara göre
çok daha derine daha uzun süreli dalabilmektedir? Örneğin ayıbalıkları yaşamlarının %90’ını sualtında geçirir.
Maksimum 1.500 metreye dalan ayıbalıkları ortalama 400
m derine iner ve yaklaşık 24 dk dipte kalır. Bu süre 2 saate
kadar da uzayabilir. Derine dalmalar arasında 2.5 dk satıha çıkar ve sonra tekrar dalabilir. Günde 90 km yüzerler.
Deniz memelileri iki sebepten dolayı insanlara göre daha
uzun süre sualtında kalabilmektedir: Oksijeni yavaş kullanırlar ve fazla miktarda oksijen depolayabilirler. Bu canlılar sualtında akciğerlerine güvenmezler. Oksijeni bol miktarda depolayıp daha yavaş kullanmak için buna uygun
dizay edilmiş bir vasküler sistemleri vardır. Kan volümleri
daha fazladır; fazla olan kan volümü içinde eritrosit oranı
daha yüksektir; zaten fazla olan eritrosit içinde Hb miktarı
da daha fazladır... Aynı şekilde insanlara göre kas içinde
bulunan myoglobin oranı da daha fazladır. Bu şekilde kan
dolaşımı ve kas içinde bir oksijen deposu oluşturulmuştur.
Fakat tüm bunlar kaldıkları süre için yeterli değildir. Fazla
miktarda depolanan oksijenin kullanımı da değişir. Tüm
memelilerde oksijen kullanımını azaltan bir dalış refleksi
vardır (1).
Dalış refleksi
Dalgıcın su içine girmesi ile kalp hızında yavaşlama (bradikardi), çevresel damar çaplarında küçülme (periferik
vazokonstrüksiyon) ve enerji üretiminin oksijen kullanmayan anaerobik metabolizmaya çevrilmesi gözlenir. Bu refleks yüzün su ile teması ile de oluşur. Apne (nefes tutma)
ve suya girme (immersiyon) bu refleks için iki uyaran sayılırlar. Serbest dalıcılar nefes tutarak ve immersiyon sonucu
kalp hızllarını çok düşük seviyelere kadar düşürebilirler.
Kalp hızının azalması, çevre damarlar