halk sağlığının korunması açısından büyük faydalar sağlamaktadır. Uluslararası
boyutta baktığımızda ise ülkelerin gümrük kapılarından mallarının dönmesi
engellenmiş olmaktadır. Çünkü belli kalite ve güvence standartlarıyla üretilmiş ve
tüketicinin güvenini kazanmış malların dış ülkelerce kabulü kolaylaşmakta ve
ekonomik olarak da kazanç sağlamaktadır. Esasında tarladan sofraya gıda güvenliği
yaklaşımı AB’nin gıda güvenliği politikasının temelini oluşturmaktadır. AB
vatandaşlarının yaşam kalitesini sürekli olarak yükseltmeyi amaçlamaktadır. Birlik
içerisinde yaşayan tüm vatandaşlar aynı zamanda birer tüketici olarak görmektedirler,
AB tüketici politikasını tüm bu tüketicilerin sağlığının korunması, güvenliğinin
sağlanması ve ekonomik çıkarlarının korunması esaslarına dayanmaktadır. Bu
doğrultuda gıda güvenliğinin temin edilerek halk sağlığının korunması için gerek birlik
içerisinden gerek birlik dışından gelen tüm ürünlerin tarladan sofraya kadar geçtiği
süreç içerisinde gereken şartları taşıması hedeflenmektedir. AB ile üyelik yolunda
bulunan ülkelerin de bu kapsam dahilinde gereken şartları ve sorumlulukları yerine
getirmesi dahilinde kayıt dışı üretim sorunu da ortadan kalkacak ve tüketici dilediği
takdirde satın aldığı ürün hakkında yeterli bilgiye kolaylıkla ulaşması sağlanacaktır. Bu
açıklamaların ardından tarladan sofraya gıda güvenliği kavramının üretim
aşamasından tüketici noktasına kadar değerlendirilmesi gerekmektedir.
Üretim Aşaması
Üretim süreci ilk olarak toprakta başlamaktadır. Bu doğrultuda kaliteli ve güvenli
tohumun seçilmesi hayati önem taşır.
Tüketicilerin beslenme güvenilirliğinin sağlanması tarımsal üretim miktarına bağlı olup,
bu üretimin gerçekleştirilmesinde tohum çok önemli bir rol oynamaktadır.