Tarladan Sofraya Gıda Güvenliği Kavramı
Tarladan sofraya gıda güvenliği kavramı;; üretimden tüketime, tarladan tabağa,
çiftlikten çatala olarak da adlandırılabilen kavram, en genel haliyle üretimden tüketime
gıdanın her aşamasında gıda güvenliğinin benimsenmesi temeline dayanır. Tarladan
sofraya gıda güvenliği kavramında temel alan gıda izlenebilirliğidir. Gıda izlenebilirliği;;
gıda konusunda hijyen koşullarının sağlanması, gıda yoluyla yayılan hastalıkların
engellenmesi amacıyla gıda zincirinin tarladan sofraya dek izlenmesi ve denetlenmesi
adına düzenlemeler oluşturduğu bir uygulamadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere
izlenebilirlik vasıtasıyla, ortaya çıkan sorunların bertaraf edilerek bir krize dönüşmesi
engellenebilir. Ancak bu noktada zincir içerisindeki her birimin koordinasyon içinde
hareket ederek, sorunun çözümüne yönelik acil önlem alması gerekmektedir. Aynı
zamanda tüketiciler ürünle ilgili herhangi bir sorunla karşılaştıklarında bu durumu
yetkililere bildirerek, üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerekmektedir.
Yapılan açıklamalarla birlikte özetlendiğinde;; tarladan sofraya gıda güvenliği,
hammaddeden, üretime, işlemeye, etiketleme, ambalajlama vb… satışa sunuluncaya
kadarki tüm süreçlerde güvenli ve sağlıklı gıda üretimini kapsamaktadır. Bu durum
hijyen, risk analizi laboratuvar uygulamaları, eğitimli istihdam bilinçli tüketici gibi
unsurları da içine almaktadır. Bugün gittikçe küreselleşen dünyada en önemli
konulardan birini beslenme konusu oluşturmaktadır. Gıdanın tarladan sofraya
gelinceye kadarki tüm aşamalarda izlenebilirliği hayati önem taşır. Bu süreçte, biyo
teknolojinin gelişmesiyle birlikte genetiği ile oynanan organizmalar, yani GDO’ lu
ürünler söz konusu izlenebilirliği tohum aşamasına kadar indirmiştir. Bu açıdan
bakıldığında günümüzde güvenlik anlayışı sadece hijyen ve kalite boyutuyla ele
alınmanın dışında çok daha teknolojik bir boyuta ulaşmıştır. Güvenliğin her aşamada
temin edilmesi insan sağlığına sağlayacağı artıların yanında, ekonomik olarak da
kazanç getirecektir. Bu noktada tohum seçiminden, üretime, ilaç kullanımı vb… birçok
aşamada gerekli denetimlerin ve politika çerçevesinin oluşturulmasına ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu husus başta AB olmak üzere tüm dünyada sadece teoride değil,
pratiğe dönüştürmeye yönelik çabaları gerektirmektedir. Tüketicinin gıda güvenliği
konusundaki bilgi ve bilinç düzeyinin artması, üreticileri tüketici beklentilerine uygun
üretim yapmaya sevk etmektedir. Böyle bir tutum üreticilere kalite ve güvenceyi
sağlama adına belli maliyetler yüklese de, sonrasında gelen tüketici memnuniyeti ve
7