Gıda Güvenliğinde Blockchain Teknolojisi Gıda Güvenliğinde Blockchain Kullanımı | Page 17

sebep   olabilir,   örneğin;;   Brezilya   kestanesinden   soya   fasulyesine   aktarılan   genin,   insanda   alerjik   etkilere   yol   açtığı   gözlenmiştir.   Görüldüğü   üzere   GDO   teknolojisi   ile   üretilmiş  ürünler  insan  sağlığı  üzerinde  alerjik  etkilere  yol  açabilmektedir.  Ancak,  asıl   sorun   çok   daha   ciddi   problemlere   yol   açabilme   ihtimalidir.   Ürünleri   zararlılara   karşı   dirençli   kılmak   amacıyla   kullanılan   genlerle   ürünler   tüketildiği   takdirde   insan   organizmasındaki   dokularda   birikime   yol   açmaktadır.   Yapılan   çalışmalarla   GDO’lu   ürünlerin  kısırlık  ve  sakat  doğum  riskini  artırdığına  dair  bulgular  elde  edilmiştir.  Sonuç   olarak  GDO’lu  ürünler  insan  sağlığı,  çevre,  tarımsal  açıdan  sağladığı  faydalar  yanında   bazı   risklerde   barındırmaktadır.   Bilhassa   insan   sağlığı   üzerinde   meydana   getirdiği   olumsuz  etkiler  başta  gelişmiş  ülkeler  olmak  üzere  tüketiciler  açısından  ciddi  şüphelere   sebep  olmuştur.  Gıda  güvenliğinin  sağlanmasında  GDO  ’lu  ürünlerin  tohumdan  satış   sonrasına  kadar  denetimlerinin  çok  iyi  yapılması  gerekmektedir.  Tarladan  sofraya  gıda   güvenliği   yaklaşımı   gereği   ürünlerin   GDO   içerip   ermediği   etiket   ve   ambalajların   üzerinde   belirtilmesi   gerekmektedir.   Bu   doğrultuda   Amerikan   Tıp   Birliği   bu   ürünlerin   etiketlenmesinin  zorunluluğunu  savunmaktadır.     GIDA  GÜVENLİĞİNDE  TOHUM  VE  PESTİSİTİN  YERİ  VE  ÖNEMİ   Gıda  Güvenliğinde  Tohumculuk     Tohum  tarafında  gıda  güvenliği  konusu  60’lı  yıllardaki  yeşil  devrime  dayanmaktadır.  II.   Dünya  Savaşı  sonrasında  artan  dünya  nüfusunun  ihtiyaçlarını  karşılamak  için,  tarımsal   sahada  verim  artıcı  çalışmalara  başlanmıştır.  Bu  dönemden  genetik  teknolojisi  tarımsal   sahada   kullanılmaya   başlanmış   ve   “hibrit”(melez)   tohumlar   gündeme   gelmeye   başlamıştır.   Hibrit   tohumlar;;   1920’li   yıllarda   ilk   olarak   mısırda   başlayan   sonrasında   diğer   bitkilerde   devam   eden   ıslah   tekniklerinden   biridir.   Hibrit   tohum,   belli   bitki   çeşitlerinin   birkaç   yıl   ardarda   kendini   döllendirmesinden   sonra,   aynı   işleme   tabi   tutulmuş  başka  bir  çeşitle  melezlenerek  elde  edilen  bu  tohumlar,  ilk  yıl  yüksek  verim   sağlarken   sonraki   yıllarda   bu   verim   giderek   azalır.   Hibrit   tohumlar   bugün   çoğu   gelişmekte  olan  birçok  ülke  tarafından  yoğun  olarak  kullanılmaktadır.  Bundaki  en  temel   sebep,  bu  tohumların  üretim  ve  patent  hakkının  dünyada  sayılı  birkaç  firmanın  elinde   bulunmasıdır.   Çiftçiler   söz   konusu   tohumları   topraklarına   ektikten   sonra,   yerel   tohumlara  dönmeleri  zorlaşmakta  topraktan  yeterli  verim  alınamamaktadır.  Bu  sebeple   üretici   ister   istemez   tohum   alanında   dışa   bağımlı   olmaktadır.   Yerel   çeşitliliğinde   azalmasına   neden   olan   bu   durum   sürdürülebilir   tarım   çerçevesinde   gıda   güvenliği     17