Gıda Güvenliğinde Blockchain Teknolojisi Gıda Güvenliğinde Blockchain Kullanımı | Page 12

GIDA GÜVENLİĞİNDE GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR ( GDO )
Genetiği Değiştirilmiş Organizma Kapsamı
Bir canlı türüne başka bir canlı türünden gelen aktarılması veya mevcut genetik yapıya müdahale edilmesi yoluyla yeni genetik özellikler kazandırılmasını sağlayan gen teknolojisi kullanılarak doğal süreçler ile edinilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmalara “ Genetik Yapıları Değiştirilmiş Organizma ” ( GDO ) adı verilmektedir . GDO kullanımı modern bioteknolojik çalışmalarla birlikte bugün dünyada tarım sektöründe yoğun olarak kullanılmaktadır . Özellikle dünyanın nüfus artışına bağlı atan gıda ihtiyacını karşılama amacıyla tarım alanlarından daha fazla verim ihtiyacı beraberinde bio teknolojinin tarımsal sahaya girmesine yol açmıştır . Gen teknolojisine yönelik ilk çalışmalar Boyer ve Cohen tarafından 1973 yılında organizmaların yapı taşlarının gen teknolojisi ile değiştirilmesi gerçekleştirilmiştir . Günümüzde teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte bu tip gen aktarımı uygulamaları sonucunda , tarımsal alanda ortaya trans genetik bitkisel ürünler çıkarmıştır . Trans genetik bitki oluşturmak için belli bir canlıya ait DNA dizilimi bitki hücrelerinin DNA yapısına yerleştirilmektedir . Bu uygulamayla birlikte yeni birtakım özellikler kazanan ürünler normal koşullarda elde edilmesi mümkün olmayan bu değişimle birlikte elde edilen ürünlerde hastalıklı ve zararlı genlerde bulaşabilmektedir . Bu açıdan söz konusu ürünlerin dikkatle mercek altına alınması gerekmektedir . 2050 yılına kadar 9 milyarı bulması beklenen dünya nüfusunun artan beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında kaliteli ve güvenli beslenme sorunu ortaya çıkmaktadır . Yani nüfus artışı ve gıda arzı birbirine paralel artmaması durumu ortaya çıkmaktadır . Bu durum gelişmekte olan ülkeler kadar gelişmiş ülkeler içinde bir tehdit olmaktadır . Küresel iklim değişikliği ekilebilir arazilerin daralması sebebiyle verim artışının sağlanması amacıyla yeni teknoloji arayışlarına girilmiştir . Dünyada GDO ’ lu ekim alanları gelişen bir teknolojiyle birlikte giderek artış göstermiştir . Gelişmiş ülkelerde bu oran 2012 yılına kadar 60 Milyon hektarlık alanı bulurken , gelişmekte olan ülkelerde bu hızlı seyri yakalamış olup ;; toplamda 160 milyon hektarlık bir alana ulaşmıştır . GDO ’ lu ekim alanlarını ;; soya fasulyesi , mısır gibi beslenme açısından öneli yere sahip tarımsal ürünler oluşturmaktadır . Bakıldığında ;; GDO ’ lu soya ekim alanı 1996-2012 yılları arasında 80 milyon hektar , mısır ekimi 50 milyon hektar , Bir çeşit yağ bitkisi olan Kanola ise 10 milyon hektara yakın bir alanı işgal ederken pamuk ise 20 milyon hektara yakın bir alan kaplamaktadır . Meydana gelen bu artış beraberinde GDO ’ lu ürünlere yönelik bir takım kuşkuları gündeme getirmektedir . Bu
12