SAYI: 2 (Haziran 2019)
Sözünü ettiğim, yukarıdaki soru. Coğrafya öğretmenleri arasında, soruda sorulan
ve ölçülmek istenen beceriden bağımsız bir şekilde, “Bir ülkenin nüfus piramidi nasıl
olurda 1950’de kenarları içe çökük üçgen iken 2000 yılında düzgün üçgen piramide
dönüşür? Bu yıllardır anlattığımız şeylerle tamamen ters bir durum oluşturuyor” diyen
ve epeyce destekçi toplayan bir grubu ortaya çıkardı. Aralarında benimde olduğum daha
azınlıkta kalmış bir diğer grup ise “Olması gereken budur. Yıllardır MEB ders kitapları
ve sınavlara hazırlık için basılan yardımcı kaynaklar öğrencileri yanlış yönlendiriyorlar”
diyerek tartışmanın karşı blokunu oluşturdular. Bu girizgâhtan sonra gelelim asıl
meseleye…
Değerli meslektaşlarım öncelikle hiçbir grafik, tablo, diyagram vd. şeylere bakarak
ülkelerin gelişmişlik seviyeleri hakkında iddialı sözler edilemeyeceğini söyleyerek
başlayayım konuya. Elbette genel geçer bazı çıkarımlarda bulunabiliriz ancak kesin
olarak konuşmak çoğu zaman konuşanı yanıltır. Bu yüzden temkinli sözler etmekte
yarar var. Öncelikle bir nüfus piramidinden doğrudan ulaşabilecek bilgiler nelerdir
bunlara odaklanalım:
ü
ü
ü
ü
ü
ü
Nüfusun yaş gruplarına dağılım miktar ve oranları,
Nüfusun cinsiyetlere dağılım miktar ve oranları,
Çalışma çağındaki nüfusun miktar ve oranları,
Bağımlı nüfusun miktar ve oranları,
Çocuk ve yaşlı bağımlı nüfusun ayrı ayrı miktar ve oranları,
Toplam nüfus miktarı gibi veriler ilk elden bu grafiklerden ulaşılabilecek
bilgilerdir.
Oysa biz coğrafyacılar bir nüfus piramidine baktığımızda yalnız yukarıda
sıraladığım istatistiksel verileri görmeyiz. Bu durumu AÜ DTCF Coğrafya Bölümü
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ertuğrul Murat ÖZGÜR ders notlarında şu şekilde
belirtiyor: “Nüfus piramitleri ait olduğu yerin bir anlamda sosyoekonomik ve tarihsel
fotoğrafıdır ve bu fotoğraf her yerde farklı ve kendine özgü bir görünüm sunabilir. 2 ”
Nedir bu sosyoekonomik göstergeler? Derslerimizde sıkça kullandığımız gelişmişlik ve
geri kalmışlık göstergeleri diyebiliriz genel anlamda ancak bir kez daha hatırlatayım, bu
tür ifadeleri kullanırken temkinli olmakta yarar var. Bunu ısrarla söylememin nedeni
şudur: Gelişmişlik! Kime göre? Neye göre gelişmişlik? Biz gelişmişlik deyince batı
merkezli bir gelişmişlik algısından hareket ediyoruz. Sanayileşme sürecini tamamlamış
toplumları gelişmiş diğerlerini geri kalmış ya da gelişmekte olanlar diye tarif ediyoruz.
Bu tamamen batı merkezli bir anlayıştır. Brezilya’da, Amazon ormanlarında 5 binin
üzerinde dünyanın geri kalanından habersiz, avcı, toplayıcı ya da çapa tarımı yapan
topluluklar var. Bu kabilelere göre gelişmişlik algısıyla bize göre gelişmişlik algısı aynı
mıdır? Cep telefonu, uzayda fır dolanan uydular, fiber optik kablolarla sağlanan internet
bizim için bir gelişmişlik algısı iken onlar için eminim hiçbir şey ifade etmiyor.
2
COG 108 Nüfus Coğrafyası Ders Notları. Ankara. 2011. s.104-105
geoCED
www.geoced.org
12
Coğrafya Eğitimi Derneği
www.tceder.org