SAYI: 2 (Haziran 2019)
Toplumsalcılık: Bu görüş doğanın ve tarihin etkisini bir dereceye kadar kabul
etmektedir. Bireyi meydana getiren ve belirleyen güç toplumdur. Örneğin benim
davranışlarım, yaşantı biçimim, yaşadığım toplumdan farklı olamaz eğer farklı olursa
toplumdan dışlanabilirim. Eğer ben feodal bir toplumda yaşıyorsam bu toplumun
belirlediği kurallara göre yaşamam gerekir. Ya da modern bir toplumda yaşıyorsam
feodal bir toplumda yaşadığım gibi yaşayamam çünkü birey olarak toplumun bana
belirlemiş olduğu kurallara uyar ve toplum da benim kişiliğimi meydana getirir.
Toplumsalcılıkta bireycilik yoktur, seçimi toplum yapar ve birey de buna göre
şekillenir.
Dirimbilicilik: Ali Şeriati’nin ifadesiyle bu görüş biyolojiyi temel almakla birlikte
insanı sadece kuru ve taşlaşmış maddeden ibaret materyalizm (maddecilik)
kalıplarından çıkarıp insanı fizyolojik (bedensel) ve psikolojik (ruhsal) olarak ele alır.
Bu görüş insanın bedensel ve ruhsal olarak temel belirleyiciliği olduğunu ileri sürer. Her
insan biyoloji kanunları içerisinde ve bu kanunların belirlemelerine göre yaşar.
Şeriati kitabında bu görüşlerle ilgili şunları ifade eder. “Aslında ben ne
naturalizmi (doğalcılık), ne sosyolojizmi (toplumsalcılık), ne de historizmi
(tarihselcilik) tümüyle yadsıyorum; üçünü kabul ediyorum. Ancak benim kabul etmem
şu anlamdadır: İnsan ki asıl onu anlatmak istiyorum, bu varlık seçebilir, seçme yeteneği
ve imkânı vardır. Bu varlık kendi gelişim ve olgunlaşma süreci içinde gerçekten de bir
açıdan ve bir bakıma doğal ve maddi bir oluşum, bir görüngü 5 , bir bakıma tarihin
biçimlediği bir görüngü, bir bakıma çevrenin ve toplumunun belirlediği bir
görüngüdür.”
Şeriati’nin ifadesinde yukarıda ki determinist (belirlenimci) teorilerin
yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu ancak bununla birlikte tüm bu olay ve olguların
insanın seçme yetisini ve öz iradesini kesin sınırlarla belirleyemeyeceğini ifade eder. Bu
yazıda üzerinde durmak istediğimiz asıl konu İbn-i Haldun gibi Ali Şeriati’nin de
çevresel belirlenimcilik ile ilgili görüşleridir. Çevresel belirlenimcilik ile ilgili şunları
ifade eder. “Örneğin, coğrafyanın, iklimin temel etken olduğu görüşü ondokuzuncu
yüzyıl toplum-biliminde büyük bir önem kazanmış idi. İbn Haldun da her toplumun,
doğal coğrafyasının gerektirdiği bir yaşayış biçimine sahip olduğunu söylüyordu, yanlış
da değildi. Fakat bugün, insan gelişimde ilerlediği ölçüde bu zorlayıcı güçlerin
baskısından kendisini kurtarabilir. Bu zorlayıcı güçlerin variığını yadsımak istemi-
yorum. Ya da bunların hiç etkisi olmamıştır, insan bütün tarihsel süreci boyunca nasıl
istediyse, seçtiyse ve ne düzenlediyse öyle yaşamış demek de istemiyorum. Yalnızca
söylemek istiyorum ki bir hayvan türü olarak insan sosyolojizmin, naturalizmin,
historizmin esiridir. İnsan olma sürecine girmiş ise, giderek ve aşamalı olarak bu
baskılardan kurtulur ve özgür olur.”
Şeriati’nin ifade ettiği “İnsan gelişimde ilerlediği ölçüde” ifadesi günümüz
bilim ve teknoloji çağında çevresel belirlenimciliğin ve diğer determinist (belirlenimci)
5
Şeriati’nin bahsettiği Görüngü, (fenomen) duyularla algılanabilen, somut ve gözlemlenebilir herşeydir.
geoCED
www.geoced.org
9
Coğrafya Eğitimi Derneği
www.tceder.org