SAYI: 1
VAZGEÇİLEMEYEN TATLAR
Bazı tatlar vardır ki bırakın onlardan vazgeçmeyi, uğruna sarp dağlar okyanuslar aşılmış,
onlara ulaşmak için nice eziyetler çekilmiş ve sayısız insanın bu uğurda kanı dökülmüştür.
Yüzyıllarca onun ticareti, günümüzün petrolü kadar önemli olmuştur. Tahmininiz baharatsa;
evet ondan söz ediyoruz.
Sağlık, kozmetik ve gıda alanlarında çeşitli şekillerde kullanılan baharatların ilk olarak
Uzakdoğu’da kullanıldığı kabul edilmektedir.
Sanskritçe’de “Bharat” kelimesi Hindistan demek, yani Hintliler, ülkelerini bu kelimeyle
adlandırmışlardır. Ancak ülkenin isminin baharattan geldiği sanılmasın. Bu isim Hint Kralı
Bharata’dan gelmektedir. Belki baharatların ismi Hindistan’dan geliyor denilebilir.
Fakat Mezopotamya ve Mısır’da dabaharat kullanımının ilkçağa kadar dayandığı
bilinmektedir. Bu, gerek yazılı kaynaklardan gerekse mumyaların üzerinde yapılan
araştırmalardan anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere baharatın kullanımı ve popülaritesi çok eskilere dayanmaktadır.
(sarımsak, biberiye ve zeytinyağı)
Baharatın Avrupa yolculuğu ise başlı başına bir konudur. Yemeklerini çeşnilendirmek isteyen
ve baharatı çok seven Avrupalılar, uzun yıllar boyunca baharatı Çin ve Hindistan’dan
getirtmek için büyük bedeller ödemiştir. Tabii diğer yandan bu bedeli kasasına koyanlar da
olmuştur. İpek ve Baharat yollarının denetimini ellerinde bulunduran tüccarlar ve devletler bu
sayede önemli sayılabilecek gelirler elde etmiştir.Bunlar arasında ilk akla gelenler: Çinliler,
Araplar, Venedikliler, Cenevizliler, Memlüklüler, Osmanlılardır.
Avrupa’nın baharata olan düşkünlüğü içinde karabiberin ayrı bir yeri vardır. Zaman zaman bir
takas aracı olarak kullanılan karabiber, dönemin Avrupa’sında sofraların göz bebeği olmuştur.
Özellikle Ortaçağ’da çok pahalı olan baharatlar zengin ailelerin (krallar, tüccarlar, din
adamları vb.) prestij sembollerinden biri olmuştur. Yani öyle her önüne gelen baharatlı yemek
yiyemezmiş…
geoCED
www.geoced.org
26
Coğrafya Eğitimi Derneği
www.tceder.org