geoCED geoCED Sayı 1 | Page 29

SAYI: 1 VAZGEÇİLEMEYEN TATLAR Bazı tatlar vardır ki bırakın onlardan vazgeçmeyi, uğruna sarp dağlar okyanuslar aşılmış, onlara ulaşmak için nice eziyetler çekilmiş ve sayısız insanın bu uğurda kanı dökülmüştür. Yüzyıllarca onun ticareti, günümüzün petrolü kadar önemli olmuştur. Tahmininiz baharatsa; evet ondan söz ediyoruz. Sağlık, kozmetik ve gıda alanlarında çeşitli şekillerde kullanılan baharatların ilk olarak Uzakdoğu’da kullanıldığı kabul edilmektedir. Sanskritçe’de “Bharat” kelimesi Hindistan demek, yani Hintliler, ülkelerini bu kelimeyle adlandırmışlardır. Ancak ülkenin isminin baharattan geldiği sanılmasın. Bu isim Hint Kralı Bharata’dan gelmektedir. Belki baharatların ismi Hindistan’dan geliyor denilebilir. Fakat Mezopotamya ve Mısır’da dabaharat kullanımının ilkçağa kadar dayandığı bilinmektedir. Bu, gerek yazılı kaynaklardan gerekse mumyaların üzerinde yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere baharatın kullanımı ve popülaritesi çok eskilere dayanmaktadır. (sarımsak, biberiye ve zeytinyağı) Baharatın Avrupa yolculuğu ise başlı başına bir konudur. Yemeklerini çeşnilendirmek isteyen ve baharatı çok seven Avrupalılar, uzun yıllar boyunca baharatı Çin ve Hindistan’dan getirtmek için büyük bedeller ödemiştir. Tabii diğer yandan bu bedeli kasasına koyanlar da olmuştur. İpek ve Baharat yollarının denetimini ellerinde bulunduran tüccarlar ve devletler bu sayede önemli sayılabilecek gelirler elde etmiştir.Bunlar arasında ilk akla gelenler: Çinliler, Araplar, Venedikliler, Cenevizliler, Memlüklüler, Osmanlılardır. Avrupa’nın baharata olan düşkünlüğü içinde karabiberin ayrı bir yeri vardır. Zaman zaman bir takas aracı olarak kullanılan karabiber, dönemin Avrupa’sında sofraların göz bebeği olmuştur. Özellikle Ortaçağ’da çok pahalı olan baharatlar zengin ailelerin (krallar, tüccarlar, din adamları vb.) prestij sembollerinden biri olmuştur. Yani öyle her önüne gelen baharatlı yemek yiyemezmiş… geoCED www.geoced.org 26 Coğrafya Eğitimi Derneği www.tceder.org