FUSKA MAG 3 | Page 30

X-Men: Days of Future Past

Arman Güvenç

Arman Güvenç Arman Güvenç

Blogumuzun Marvel temsilcisi Arman Güvenç, X-Men: Days of Future Past'i yazdı.

@ArmanGuvenc'in yazısı için buyrunuz:

Days of Future Past, hem X-Men'in çizgi filminde hem de çizgi romanlarında çok sevdiğim öykülerden biridir. Proje açıkladığında yaşadığım heyecanın bir sebebi öykünün kendisiyse de diğeri projenin başındaki X-Men: First Class'ın yönetmeni Matthew Vaughn'dı. Kendisinin sırtını saf aksiyona yaslamayan, güzel karakter ve Soğuk Savaş dönemi analizleri yapan leziz First Class filminin ardından projeden çekilmesine ve Bryan Singer'ın tekrar yönetmen koltuğuna oturması hevesimi kursağımda bıraktı. Seriyi cahil cühela çekim teknikleriyle Brett Ratner ve senaryosu her yanından sapır sapır dökülen Simon Kinberg'in ellerine bırakmasını ve tonla favori karakterin saçma sapan şekillerde harcanmasını halen hazmedemiyorum. X2 gibi sadece X-Men serisi içinde değil süper kahraman filmleri içinde de benim için özel bir yeri olan bir filmden sonra serinin ocağına incir ağacı dikip kayıplara karışması yetmiyor gibi bir de seriye yeni bir soluk olarak çok güzel bir başlangıç hikayesi ekleyen Vaughn'ın yaptıklarının ekmeğini yemek için geri döndü utanmadan. Noldu canım, Superman Returns ve Jack The Giant Slayer tutmadı mı?

Tüm bunları söyleme sebebim sinema salonunu terk ederken laflarımın her birini tek tek yemiş olmamdan ileri geliyor. Bryan Singer, Days of Future Past ile sadece X-Men serisine değil çizgi roman uyarlamaları külliyatına da ciddi bir eser kazandırmakla kalmıyor, ben ve benim gibi serinin kalbi kırık hayranları için de güzel bir format atıyor. Eksiklikleri ve X-Men: The Last Stand sonrasında neler olduğuna hiçbir açıklık getirmeyen mantık hataları da yok değil ama Singer bu kez hem öyküye hem karakterlerine yatırım yapan hem de tatmin edici aksiyon sahneleriyle seyircinin gönlünü alan bir iş çıkarmayı başarıyor.

Çizgi romanda Sentinel'lerin hakim olduğu 2055 yılında başlayıp günümüze bağlanan hikaye, belki biraz First Class kadrosunun tazeliğinden de yararlanma amacıyla günümüzde başlayıp geçmişe uzanıyor. Peşin peşin belirtmekte yarar var: mutantların teker teker avlandığı ve toplama kamplarına kapatıldığı karanlık gelecek tasviriyle ilgili tatmin edici sahneler bekleyenler için pek fazla şey sunmuyor Singer. Zaten derdi de bu değil. Bilinçli bir tercihle gelecekteki karakterlerine pek fazla bel bağlamıyor hikaye. Bu onların savaşı değil. Kendi savaşlarını kaybetmişler, ellerinde ufak bir umut ışığı kalmış sadece. Geleceğin savaşı geçmişte, First Class'tan aşina olduğumuz karakterlerle veriliyor bu nedenle. Profesör Xavier tarafından geçmişteki bedenine gönderilen Wolverine'e bağlı her şey (anasını satayım zaten her filmde tüm olay Wolverine'de bitiyor. Bunun için bir de esas grup lideri olması gereken Scott Summers'ı mundar ettiler, yazık günah).

karakterlerle veriliyor bu nedenle. Profesör Xavier tarafından geçmişteki bedenine gönderilen Wolverine'e bağlı her şey (anasını satayım zaten her filmde tüm olay Wolverine'de bitiyor. Bunun için bir de esas grup lideri olması gereken Scott Summers'ı mundar ettiler, yazık günah).