12 | FAMILY HUG
Baklagiller, besleyici olma özelliklerinin yanında oldukça hesaplıdırlar ve bu özellikleri
onları bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir besin kaynağı konumuna getirmektedir (4).
Baklagiller kaliteli, protein ve lif bakımından zengin, aynı zamanda
oldukça ekonomik ve kolayca bulunabilen besin kaynaklarıdır.
Peki, baklagiller ile ilgili bilmemiz gerekenler bunlardan ibaret mi? Günümüzde, bu konularla ilgili yazılan çizilen doğruluğu tartışılır olan o kadar çok bilgi mevcut ki. Bu nedenle, bilinçli bir tüketici olmak ve doğru bildiğimiz yanlışları en aza indirebilmek için
tükettiklerimizin ne olduğunu olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle bilmeliyiz.
Baklagillerin saymakla bitmeyecek faydalarının yanında sağlığı olumsuz etkileyebilecek
özellikleri de mevcuttur.
BAKLAGİLLERLE İLGİLİ DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER
Baklagiller, anti-besin olarak adlandırdığımız, sindirim sistemimize ve besin emilimine
negatif etki edebilecek maddeler de içermektedirler. Fitik Asit, Lektin, Saponinler. Şimdi
tek tek bu maddelerin ne olduğunun üzerinden gideceğiz.
Fitik Asit:
Aslında baklagiller de dahil olmak üzere, yenilebilir tüm bitkilerde bulunmaktadır. Fitik
asit, öğünde alınan demir, çinko ve kalsiyumun emilimini yani bir diğer deyişle vücuda
kazandırılmasını olumsuz yönde etkiler ve uzun vadede kişide mineral eksikliklerinin
görülmesine sebep olabilir (5,6).
Ancak, bu olumsuzluklar her koşulda gerçekleşen bir durum değildir. Özellikle et tüketiminin düşük olduğu ve fitik asit içeren gıdaların öğünlerde yüksek miktarda tüketildiği
durumlarda ortaya çıkan bir risk faktörüdür. Et tüketen bireylerde, fitik asit kaynaklı
mineral eksikliği görülme riski söz konusu değildir. Fitik asit varlığında bile, etten sağlanan demir ve çinko emilimi aktif ve etken durumdadır (7,8,9). Ancak, kişinin diyeti
tahıl ve baklagil grubu besinler bakımından zengin ise fitik asit varlığı bu durumda risk
oluşturabilecek seviyede olabilir. Vejetaryenlerde de aynı risk söz konusudur (10, 11).
Bu t \\