Ýäåáèåòòàíó
sevilen , sözü dinlenen ve saygı duyulan bir kişi olduğu için Hızır Paşa , Pir Sultan Abdal ’ ın durumunu Padişah ’ a bildirerek ondan gelecek buyruğa göre hareket etmeyi uygun görür . Saraydan gelen fermanda ise Osmanlı padişahına yönelik isyancıları sazıyla sözüyle destekleyen Pir Sultan Abdal ’ ın asılması buyrulur ( Bezirci 2010 : 82 , 83 ). Pir Sultan Abdal ’ ın idam edilmesinin sebebi , onun İran şahlarının Osmanlı yönetimine son vererek Anadolu ’ yu ele geçirmelerini istemesidir . Pir Sultan ’ ın bu ideal uğrunda halkı sazıyla sözüyle devlete karşı isyana çağırmasıdır . Aşağıdaki dörtlükte onun bu arzusunu görmek mümkündür : Hak ’ tan inayet olursa Şah Urum ’ a gele bir gün Gazada bu Zülfikâr ’ ı Kâfirlere çala bir gün ( Albayrak 2001 : 99 ) Pir Sultan Abdal bu düşüncelerini açıkça , yöneticiler karşısında bile korkusuzca söylemiştir . Bu da onuelbette idama kadar götürmüştür . Pir Sultan Abdal ’ ın sanatına bakıldığında o , halk şiirinin bütün inceliklerine vâkıftır .
Kullandığı dil , tamamen halkın dilidir . Halkın anlamayacağı , süslü , ağır bir dili hiçbir zaman kullanmamıştır ( Gölpınarlı-Boratav 2010 : 13 ). Pir Sultan Abdal ’ ın şiirlerinde kullandığı dil , döneminin en yalın , en düzgün Türkçesidir .
Pir Sultan Abdal , yalnızca iyi bir söz ustası değildir . Şiirlerinden onun aynı zamanda sazına da düşkün olan iyi bir saz ustası olduğunu düşünmek mümkündür . Onun şiirlerinde hemen her konunun işlendiği görülür . Pir Sultan Abdal , dinî , tasavvufî içerikli konuların dışında dindışı şiirler de söylemiştir . Yaşadığı dönemdeki toplumsal çatışmalar onun şiirlerine ayrıntılarıyla yansımıştır . Devlet düzenindeki bozukluklar , kadıların haram yemeleri , din adamlarının yalan yanlış fetva vermeleri gibi konular Pir Sultan Abdal ’ ın şiirlerinde ele alınmıştır ( Fuat : 2001 : 37 ).
Yergi şiirleri genellikle Osmanlı Padişahı ’ na , Hızır Paşa ’ ya , dönemin devlet yetkililerine tenkitleri içerir . Toplumsal içerikli şiirlerinin konularını ise Osmanlı toplumundaki aksaklıklar , yöneticilerin ahlaksızlıkları , rüşvet ve haram yemeleri , zalimler , yoksullar , düzen bozukluğu oluşturur . Pir Sultan Abdal ’ ın şiirlerindeki kavgası , Osmanlı “ zulmüne ” karşı başkaldırı ve direniş çağrısından ibarettir ( Yağcı 2011 : 60 ). Onun kavgasını ortaya koyan şiirleri , daha çok halkın gördüğü zulüm ve baskı neticesinde onları ayaklanmaya çağırdığı şiirlerdir ( Albayrak 2001 : 26 ). Anadolu ’ nun sözünden dönmeyen , inandığı yoldan ayrılmayan , gözünü budaktan sakınmayan ozanı Pir Sultan Abdal bu yolda canından olmuş ama yine de gittiği yoldan ayrılmamıştır . Sanatını daima inandığı değerler uğruna icra etmiştir . Hayatı boyunca sazı ve sözüyle inandığı değerleri terennüm ederek bu değerleri halka ulaştırmak için mücadele vermiştir . 16 . yüzyılda Anadolu ’ da yaşayan Pir Sultan Abdal , Kul Nesimi , Karacaoğlan , Dadaloğlu , Kul Himmet gibi kendisinden sonra gelen birçok halk ozanına tesir etmiştir .
Kendinden sonra gelen halk ozanları tarafından onun sanatı örnek alınmış ve pek çok halk ozanı onun söyleyişine benzer şiirler söylemeye gayret etmişlerdir . Pir Sultan Abdal , 16 . yüzyıla damgasını vuran güçlü bir Anadolu halk ozanıdır .
Kazak akını Cambıl ile Anadolu ozanı Pir Sultan arasında pek çok yakınlık dikkati çeker . Her iki halk ozanı da her şeyden evvel fakir bir zümre içinden çıkmışlardır . Fakirliğin çilesini bilirler . Bu sebeple onların sanatlarına bakıldığında her ikisinin de halkçı ve fakir taraftarı oldukları görülür . Hayatları boyunca her ikisi de fakirlerin tarafında olarak onların dertlerini , tasalarını şiirlerinde dile getirmişlerdir . Devlet idarecilerine , kadılara / biylere , zenginlere , halkı kullanan din adamlarına , genel olarak halkı ezen zümreye karşı daima fakirlerin tarafında olarak onların haklarını
¹ 7-8 ( 14 ) 2016 savunmuşlardır . Kazak bozkırlarının sesi olan Cambıl elinde dombırası , diyar diyar gezerek çalıp söylerken , Pir Sultan Abdal da Anadolu ’ da elinde sazıyla sanatını icra etmiştir . Her iki ozan da şiirlerini sade , anlaşılır , yalın bir dille , en ağır konuları bile halkın anlayacağı ve halkın zevkine uygun bir dille söylemiştir . Onların kullandıkları halk zevkini yansıtan bu dil , aradan ne kadar zaman geçerse geçsin her iki ozanı günümüze kadar bütün canlılığıyla taşımayı başarmıştır .
Her iki ozanın şiirlerine bakıldığında , bu şiirlerin kendi toplumlarının aynası olduğu görülür . Ozanlar özellikle kendi dönemlerindeki toplumsal çatışmaları şiirlerine yansıtmışlardır .
Pir Sultan Abdal ’ ın şiiri 16 . yüzyıl Anadolu coğrafyasını ortaya koyarken , Kazak Akını Cambıl ’ ın şiiri ise 19 . yüzyılın sonu ve 20 . yüzyılın başındaKazak topraklarında yaşanan bütün çalkantıları , çatışmaları , değişmeleri , yenilikleri ayrıntılarıyla dile getirir .
Kazak akını Cambıl ’ ın da Anadolu ozanı Pir Sultan Abdal ’ ın da çatışmaları , kavgaları dönemlerinin imparatorlukları iledir . Cambıl , Rus Çarlığı ’ na karşı bir tavır sergiler . Rus Çarlığı zulmü altındaki halka acır . Onların dertlerini yüreğinde hisseder ve şiirlerinde Rus Çarlığı ’ nın halka zulmünü konu eder . 1913 yılında Rus Çar sülalesi Romanovların 300 . yılı nedeniyle Almatı ’ da tertiplenen büyük kutlamaya Çarlık idarecileri , bolıslar , farklı bölgelerden ozanlar katılır . Bu toplantının amacı , Rus Çarlık sülalesi Romanovları övmek , onların şanını şöhretini dile getirmek , Kazak topraklarında Rus Çarlığı ’ nave Çarlık idarecilerine olan desteği , güveni inşa etmektir . Toplantıya katılan herkes Cambıl ’ dan Rus Çarı ’ nıdombırası ve sözüyle övmesini beklemesine rağmen , Cambıl onların bu beklentilerini boşa çıkarmıştır . O , hiç kimseden çekinmeden Çarlık idarecilerini , biyleri , bolısları açıkça herkesin gözü önünde tenkit etmiştir . 1916 yılında ise devam etmekte olan I . Dünya Savaşı nedeniyle halktan topladığı vergileri artıran , halkın elindeki bütün malı mülkü alarak savaşa yönlendiren , âdeta halkı açlığa mahkûm bırakan ve en son olarak da Kazak halkını silahsız olarak cephe gerisinde savaşmak üzere askere alıp onları doğrudan ölüme götüren Rus Çarlığı ’ na karşı Kazak halkının başlattığı isyanı doğrudan desteklemiştir . Rus Çarlığı ’ nın halka zulmüne başkaldıran isyancıları dombırası ve şiirleriyle övmüş , onları cesaretlendirmiştir . 16 . yüzyılın Anadolu ozanı Pir Sultan Abdal ’ ın kavgası da Osmanlı İmparatorluğu iledir . Osmanlı Padişahı ’ nın Anadolu ’ da ezilen halkı görmezden gelip savaş hazırlıkları yapması , savaş masrafları nedeniyle zaten fakirlik içinde olan halkı daha da zor durumda bırakması nedeniyle Pir Sultan da dönemin Osmanlı Padişahından şikâyetçidir . Osmanlı Padişahı ’ nın idaresi altındaki Anadolu ’ daki aksaklıkları , yöneticilerin ahlaksızlıklarını , rüşvet ve haram yemelerini , halka zulmeden zalimleri , Osmanlı ’ daki düzen bozukluğunu korkusuzca tenkit etmiştir . Pir Sultan Abdal da tıpkı Cambıl gibi halkı , gördüğü zulüm ve baskı nedeniyle Osmanlı Padişahı ’ nakarşı isyana çağırmıştır . Sazı ve sözüyle isyancıları desteklemiştir . Ancak Cambıl , I . Dünya Savaşı sonrasında yıkılan Rus Çarlığı ’ ndan kurtulurken , Anadolu ozanı Pir Sultan Abdal , Osmanlı Padişahı ile olan kavgasının bedelini hayatıyla ödemiştir .
Kazak akını Cambıl ile Anadolu ozanı Pir Sultan Abdal ’ ın kişilikleri de birbirine benzer . Her iki ozan da inandıkları uğrunda her türlü zorluğa göğüs gererler . En zor durumlarda bile umutlarını yitirmez ve inançlarından taviz vermezler . Her ikisi de inandıklarını yılmaz bir şekilde dile getiren , korkusuz ve cesaretli halk ozanlarıdır . Karşılarındakinin kim olduğunu düşünmeksizin , korkusuzca inandıklarını her durumda ve her ortamda dile getiriler .
Farklı yüzyılda , farklı coğrafyalarda , birbirlerinden çok uzakta yaşasalar bile Kazak akını Cambıl ile Anadolu ozanı Pir Sultan Abdal ’ ın birbirlerine benzediklerini aşağıdaki tabloda özet olarak gözlemlemek mümkündür .
37