EURASIAN EDUCATION №7-8 2016 | Page 37

Ýäåáèåòòàíó Kırgızların Manas destanından parçalar yanında Doğu edebiyatının örneklerinden olan Rüstem destanı, Köroğlu ve Yusuf-Züleyha’yı da ezbere icra etmiştir. Üstadı Süyinbay’danSuranşı Batır ile Ötegen Batır destanlarını da öğrenmiştir. Cambıl, genç yaşlarda elinde dombırası, avulları dolaşarak düğünlerde, değişik meclislerde kahramanlık destanlarını icra edip zamanın ozanlarıyla atışmalara girmiştir. Rus Çarlığı’nın çalkantılı son dönemlerine şahitlik eden herkes gibi Ekim Devrimi’nden sonra yaşanan tarihî siyasî sürece Cambıl da ümitle bakmıştır. Ancak 1930’lu yıllara kadar Sovyet rejimi halk ozanlarına karşı soğuk tavrını muhafaza etmiştir. Çünkü halk ozanları genellikle dindar ve Rus karşıtı bir tavır sergilemişlerdir. Ancak 1930’lu yıllardan itibaren Cambıl, yeni rejimle uyuşarak, hem Kazak akınlık geleneğinin ilerlemesini sağlamış hem de kendisi Sovyet devrinde akınlık yeteneği ile büyük bir şöhret kazanmıştır. O, Sovyet devrinde itibar gören bir Kazak halk ozanı olmayı başarmış tır(Altınmakas 2014: 266).Onun Tuvgan Elim adlı şiiri 1936 yılında yayımlanmış, daha sonra Rusçaya çevrilerek Pravda gazetesinde yayınlanınca akının ünü Kazakistan dışında da yayılmıştır (Togısbayev- Suj ikova2009: 171). 1936 yılında Moskova’da gerçekleştirilen Kazak Edebiyatı İle Sanatının On Günlüğü etkinliğine katılmış ve sanatını ortaya koyarak dönemin en önemli merkezi olan Moskova’da herkesin beğenisini kazanmıştır. Cambıl, 1937 yılının sonunda Kazakistan’dan Gürcistan’a giden heyete başkanlık yapmıştır. Yaşı doksanı geçen, okuma yazma bilmeyen ihtiyar Kazak akını, Gürcistan’da gerçekleştirilen toplantıya katılan herkesi hayat enerjisiyle ve akınlık yeteneğiyle şaşırtmıştır. 1938 yılında akının sanatının 75. yılına özel bir kutlama da yapılmıştır. Cambıl orada Lenin ödülü ile ödüllendirilmiştir (Törekulov 1989: 243). Cambıl, hayattayken Kazak Sovyet Cumhuriyeti’nin Devlet ödülüne de layık görülmüştür (Togısbayev-Sujikova 2009: 171). II. Dünya Savaşı yıllarında da Cambıl vatanına sanatıyla hizmet etmiştir. Başta Rusça olmak üzere, Sovyetler Birliği halklarının dillerine şiirleri çevrilmiştir (Törekulov1989: 243). Sovyet devrinde Alpamıs, Köroğlu, Kambar Batır, Ötegen Batır, Suranşı Batır destanlarının varyantları bu akının ağzından yazıya geçirilmiştir. Bunun yanı sıra Cambıl’ın lirik, epik, didaktik mahiyette pek çok şiiri de bulunmaktadır (Altınmakas 2014: 266; Togısbayev- Sujikova 2009: 171).Cambıl’ın akınlarla atışmaları da öğrencilerinin katkılarıyla yazıya geçirilmiştir. Bunlar arasında Cambıl men Aykümis, Baktıbay men Cambıl, Bölektin kızı men Cambıl, Cambıl men Sarı Akın, Mayk öt pen Didarlasu v, Cambıld ın Şıb ılŞalg aAytk an ı, Cambıl men Böltirik, Cambıl men Sarıbas, KulmambetpenCambıl, Cambıl men Dospanbet, Cambıl men Şaşuvbay atışmaları yer almaktadır (Törekulov1989: 242). Cambıl’ın atışmalarını genel olarak iki grupta toplamak mümkündür. Bunlardan ilki gençliğindeki (17- 30 yaş aralığındaki), kızlar, gelinler ve delikanlılar ile yaptığı atışmalar; ikincisi ise artık kendisinin de güçlü bir akın olarak katıldığı, (30-70 yaş aralığındaki) döneminin tanınmış ve başarılı akınlarıyla atıştığı atışmalardır (Törekulov 1989: 242). Kazak halkının zengin sözlü halk edebiyatı ürünlerini icra eden ve onların yazıya geçirilmesinde önemli rol oynayan Cambıl, Kazak halk edebiyatı tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Cambıl gençliğinden itibaren emek veren fakir halkın dertlerini dile getirmiş, zenginleri, manaplarıii keskin diliyle tenkit eden şiirler söylemiştir. Bu tarz şiirleri arasında Şaltabayga, Kaliga, Kadirbaydıntöbeti, Akeme, Saran bay men comartkedeyge, Şabdenge, Bayzakmoldagaşiirleri yer almaktadır (Törekulov1989: 242). Cambıl, Çarlık devrinde irticalen şiir söyleme geleneği içinde yetişmiş ancak Sovyet devrinde bu yeteneği ile adeta yeniden keşfedilmiş bir Kazak halk ozanıdır. Gençliğinden itibaren o, Baktıbay, Sarı, Kulmambet, Sarbas, Dosmagambet, Şaşuvbay gibi Yedisu ve Arka akınları ile ¹7-8 (14) 2016 sayısız atışmalar yapmıştır. Ancak bu atışmalar içinde en meşhuru, Cambıl ile KulmambetAytısı’dır. Bu aytıs, toplumsal bakımdan Cambıl’ınDevrim öncesinde elde ettiği büyük bir kazanç olmuştur. Bu atışma için, Cambıl’ınakınlık hünerini ortaya koyan ve onun şöhretinin halk arasında yayılmasına vesile olan atışma denilebilir. Söz konusu atışma 1881 yılında İle nehri kıyısındaki bir panayırda gerçekleşmiştir. O tarihe kadar Kulmambet kendini ispatlamış, Yedisu’nun pek çok akınını girdiği atışmalarda yenmiş, yetenekli bir akın olduğu herkes tarafından kabul görmüş bir akındır. Bu dönemde Cambıl 35, Kulmambet ise 44 yaşındadır. Cambıl yaşça da ondan küçüktür. Cambıl ile Kulmambet arasında yaşanan bu atışma da tıpkı üstadı Süyinbay ile Kırgız akını Katagan arasında yaşanan atışmaya benzer. Bu atışmada Kulmambet, zenginlerin, Cambıl ise fakirlerin tarafındadır. Atışmada ezilenler ve ezenler karşı karşıya getirilmiştir, zenginlerin, biylerin, bolısların, makam mevki sahibi kişilerin, aristokrat zümrenin zalimlikleri tenkit edilmiştir. Toplumsal eşitsizlik, halkın menfaatini dikkate almamak gibi olumsuzluklar akın Cambıl’ın dilinden eleştirilmiştir (Konıratbayev 1991: 284, 285). Başlangıçta Kulmambet, Cambıl’ı küçük görmüş, onun karşısında kibirlenmiştir. Kulmambet mensup olduğu kendi boyunun zenginliğinden, asilliğinden söz açıp devamlı bunlarla övünerek atışmaya başlamıştır. Atışma boyunca kendi boyunun zenginlerini, bolıslarını, biylerini öven Kulmambet’e karşı kendisi de fakirler arasından çıkan ve fakir dostu olan Cambıl ise onun bu övündüğü zenginliklerin tamamının fakir halkın alın teri olduğunu atışmada dile getirerek atışma sonunda Kulmambet’i yenerek atışmanın galibi olmuştur (Konıratbayev 1991: 285, 286). Bu atışma, Cambıl’ın hayat hikâyesine bakıldığında onun toplumsal duyarlılığını göstermesi bakımından büyük bir önem arz etmektedir. Cambıl eserlerinde daima insanlığı, yiğitliği, adilliği ve iyiliği terennüm etmiştir. Onun Kulmambet ile yaptığı atışmadan Kazak halkının o dönemdeki yaşayışını, zenginler ile fakirler arasındaki çatışmaları ve evrensel insanî değerleri gözlemlemek mümkündür. Cambıl, söz konusu atışmada zenginler ve fakirler arasındaki toplumsal eşitsizliği çok net bir şekilde sanatıyla gözler önüne sermiştir. Fakirlerin, gariban Kazak halkının tarafını tutarak onların dertlerini dile getirdiği ve onların sözcüsü olduğu için fakir taraftarı ve halkçı bir akın olarak tanınmıştır. Bu atışmada üst sınıfın zorbalıklarını korkusuzca tenkit eden Cambıl, zenginlerin yanında olan Kulmambet’i yendikten sonra Yedisu’daki “birinci akın” olarak ünlenmiştir (Sadırbayev 1989: 244). Ulu Cüz’ünağasultanıTezek Töre karşısında “Bu kişi asil, zengin, biy” diyerek asla boyun eğmeyen, eğilip bükülmeyen üstadı Süyinbay gibi (Kınacı 2015: 99) Cambıl da asla inandığı değerlerden ödün vermemiş, riyakârlık yapmamış bir akındır. Söylediği her bir sözü üstadı Süyinbay’ın sözleri gibi keskindir, onun sözleri kınından çıkmış keskin bir kılıca benzer (Konıratbayev 1991: 286). Kazak halkı arasında onun sözleri âdeta slogana dönüşerek o, “Kazak halk şiirinin atası” olarak adlandırılmıştır. Kazak halk şiirindeki irticalen söyleme üslûbunun yönünü yeni bir tarafa yönlendirerek onun içeriğini bütünüyle değiştirmiştir. Kazak yazarı ve şairi SakenSeyfullin, Cambıl’ın eserlerine büyük bir kıymet vererek “Cambıl’ınşiirleri, denizin derinliklerindeki inciler gibidir. Onları toplayıp, halkın eline vermek, bizim her birimizin insanlık vazifesidir.” demiştir (Togısbayev- Sujikova 2009: 171). Kazak halkının akınlık geleneğini kuşaktan kuşağa aktararak ve aktarılmasına vesile olarak Kazak kültür aktarıcısı konumunda olan Cambıl, hayattayken büyük bir itibar gördüğü gibi, günümüzde de Kazak halkı tarafından sevilip sayılmaktadır. Bu gün Kazakistan’da pek çok yerleşim yeri onun adıyla anılmaktadır. Yalnızca köyler, kasabalar, şehirler değil, günümüzde pek çok okul da onun 35