20 years of the APK ¹ 1( 1) 2015
/ Türk dili” gibi adlarla anılmaktaydı. Kaşgarlı Mahmud, bütün Türk boylarının lehçelerini de incelediği muhteşem sözlüğüne“ Dîvânü Lügati’ t-Türk” adını vermiştir. Tarihî dönemlerdeki eserlerin çoğunda“ Türkî” kelimesi kullanılır. Ali Şir Nevâî de Türkçe için“ Türkçe, Türkî, Türk tili” terimlerini kullanır. Osmanlı sahasında da aynı terimler kullanılmıştır. Kıpçaklar 15. yüzyılda kendi dillerine“ Türkî”, Türkiye’ dekilerin diline ise“ Türkmence” demişlerdir. Şimdi Kazak, Kırgız, Nogay ve Tatar gibi Kıpçak boylarından olanlar kendi dillerine Kazakça, Kırgızca, Nogayca, Tatarca diyor, Türkiye’ dekilerin diline Türkçe diyorlar( Ercilasun, 2007: 3).
Bütün bu gelişmeleri anlayabilmek için önce tarihî sürece kısaca bakmak v e neler yapmamız gerektiğini bundan sonra dile getirmek daha yararlı olacaktır. 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Türk dünyası için iki yazı dili mevcuttu. Biri batıda kullanılan“ Oğuz ya da Batı Türkçesi yazı dili” diğeri de doğuda kullanılan“ Çağatay / Doğu Türkçesi yazı dili” idi. Bahsettiğimiz tarihlerde misyoner ve oryantalist olan İlminski’ nin hazırladığı projeyle Kazan’ da okuyan Kazak ve Tatar aydınları Doğu Türkçesi yazı dilini bırakıp kendi konuşma dilleriyle eserler yazmaya başladılar. Ostroumov’ un yönetiminde yapılan düzenlemelerle ve Çarlık idaresi tarafından çıkarılan“ Türkistan Vilayetinin Gazetesi” yoluyla“ Sart dili” adıyla günümüz Özbek Türkçesinin,“ Dala Vilayeti Gazetesi” ile de Kazak Türkçesinin temelleri atıldı. Bu yıllarda farklı düşünen ve bütün Türklerin İstanbul ağzına dayanan ortak bir yazı dili oluşturmasını isteyen İsmail Gaspıralı görüşlerini“ Dilde, fikirde, işte birlik” ülküsüyle ortaya koymuştur. Bu görüşlerini de“ Tercüman” gazetesinde Kırım’ da dile getirmiştir. Bu gazete o dönemlerde İstanbul, Kazan ve Kaşgar’ da okunan ve anlaşılan bir gazetedir. Gaspıralı, İlminski tarafından“ jurnalci” olarak suçlanır; gazetedeki içeriğin Avrupaî, dilin de Osmanlı Türkçesi olduğu ifade edilir. 1918’ de kısa süreli özgür bir devlet kuran Azerbaycan Cumhuriyeti yazı dili olarak İstanbul Türkçesini benimser. 1925 yılına kadar bu şekilde devam eden durum, idari baskılarla Rusya Türklerinin kendi iradeleriyle karar vermelerini engeller ve kurultaylarda alınan kararlarla yeni birçok edebî diller belirlenir. Bugün neler yapabileceğimizi bilmek için bu tarihî dönemleri de bilmek gerekir.
Bugün ise Türk dünyasında Azerbaycan, Türkmen, Özbek, Uygur, Kazak, Başkurt, Kırgız ve Tatar edebiyatları çok gelişmiş, söz v arlıkları da zenginleşmiştir. Bu, aynı zamanda Türk dünyasının da zenginliğidir.( Ercilasun, 2007: 4)
Diğer bir konu da Türk topluluklarının ortak Türkçe olarak hangisini kullanabileceği konusudur. Yabancı dil konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz: Türkiye Türklerinin yabancı dili çok az Almanca ve Fransızca; daha çok da İngilizcedir. Eski Sovyetler Birliği’ ndeki Türk halklarının yabancı dili Rusçadır. İran’ daki 20 milyonun üzerindeki Azerbaycan Türkünün yabancı dili Farsçadır. Irak ve Suriye’ dekiler için bu yabancı dil Arapça, Yunanistan’ dakiler için Yunanca, Bulgaristan’ dakiler için Bulgarca, Romanya’ daki Oğuz ve Tatar Türkleri için Romence, Makedonya’ dakiler için
Makedonca ve Sırpça, Kosova’ dakiler için Sırpçadır.
O zaman burada Türk dünyasındaki iletişim ve entegrasyonu sağlamanın yollarını konuşmak gereklidir. Bu konuda öncelikle Prof. Dr. Ahmet Bican
“ 1989 nüfus sayımına göre Sovyetler Birliginde Türk edebî dillerinden herhangi birini kullananların sayısı söyle idi.
Ahıska Türkleri |
207 369 |
Kırım Tatarları |
268 739 |
Gagavuzlar |
197 164 |
Nogaylar |
75 564 |
Azerbaycan Türkleri |
6 791 106 |
Karaçaylar |
156 140 |
Türkmenler |
2 718 297 |
Malkarlar |
88 771 |
Özbekler |
16 686 240 |
Kumuklar |
282 178 |
Uygurlar |
262 199 |
Altaylılar |
71 317 |
Kazaklar |
8 137 878 |
Hakaslar |
81 428 |
Karakalpaklar |
423 436 |
Tuvalılar |
206 924 |
Kırgızlar |
2 530 998 |
Çuvaslar |
1 839 228 |
Tatarlar |
6 645 588 |
Sahalar |
382 255 |
Baskurtlar |
1 449 462 |
|
|
|
|
|
Toplam: 49 502 281 |
Ercilasun’ un verdiği bazı sayısal değerlere bakmak faydalı olacaktır. Ercilasun, şu sayısal bilgileri veriyor:
Bu rakamı yuvarlak hesapla 50 milyon kabul edersek ve her yıl % 2, yani yılda bir milyon artışla 1989’ dan bugüne geçen 18 yılda 18 milyon artarak bu nüfusun 68 milyona ulaştığını söyleyebiliriz. Bunların tamamının Rusça bildiğini düşünürsek Türk dünyasında Rusça bilenlerin sayısının 68 milyon olduğunu ve kendi aralarında Rusça ile iletişim kurduklarını söyleyebiliriz. Şimdi bir de eski Sovyetler Birliği’ nin dışında kalan, yani Rusça bilmeyen Türklerin sayısına bakalım. Aşağıdaki rakamları yaklaşık olarak ve yuvarlak hesapla veriyorum:
Türkiye |
72 000 000 |
Güney Azerbaycan |
25 000 000 |
Irak |
2 500 000 |
Künbed ve Horasan( Iran) |
1 000 000 |
Suriye |
200 000 |
Afganistan |
2 500 000 |
KKTC |
200 000 |
Uygur( Çin) |
15 000 000 |
Yunanistan |
150 000 |
Kazak( Çin) |
1 000 000 |
Bulgaristan |
1 100 000 |
Kırgız( Çin) |
150 000 |
Makedonya |
80 000 |
Kırım Tatarı( Romanya) |
30 000 |
Kosova |
25 000 |
Romanya Türkleri |
40 000 |
Avrupa, ABD vd. |
4 500 000 |
Toplam: 125 475 000 |
Eski Sovyetler Birliği topraklarının dışında kalan Türklerin toplam sayısı yuvarlak olarak 125,5 milyondur ve bunlar Rusça bilmiyor. 125,5 milyona Rusça bilen 68 milyonu eklersek Türk dünyasının bugünkü toplam nüfusu yaklaşık olarak 193,5 milyon eder. Bu nüfusun 125,5 milyonu, yani % 65’ i Rusça bilmiyor; 68 milyonu, yani % 35’ i Rusça biliyor. Demek ki aşağı yukarı Türk dünyasının ancak üçte birinde Rusça ortak iletişim dilidir.”( Ercilasun, 2007: 5 – 7)
Ercilasun, bu belirlemeden sonra“ Acaba toplam nüfusun ne kadarında Türkiye Türkçesi ortak iletişim dili olarak kullanılabilir durumdadır?” sorusunu sorar. Cevap olarak da Türk dünyası nüfusundan % 68’ i için Türkiye Türkçesinin ortak iletişim dili olduğunu, Rusçayı ortak iletişim dili olarak kullananların sayısının % 35 olduğunu ifade eder. Tekrar sorar:“ Yüzde % 65’ e Rusça öğretmek mi? % 35’ ye Türkiye Türkçesi öğretmek mi?” 15 yıldır devam eden süreçte Türk Cumhuriyetlerinde Rusça öğrenenlerin sayısının azaldığını, Türkiye Türkçesi öğrenenlerin sayısının arttığını da göz önünde bulundurmak gereklidir. Bütün bunlara Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesinde, Türkiye-Kazakistan Hoca Ahmet Yesev i Üniversitesinde, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığının ve bazı özel kuruluşların Türk cumhuriyetlerinde açtığı
25