Linguistics
¹ 1-2 (16) 2017
Мақалада қазақ және түрік тілдеріндегі еліктеуіш сөздерге
салыстырмалы талдау жасалған. Автор екі тілдегі жиі қолданылатын
еліктеуіш сөздердің жасалу жолдары мен дыбысталу ерекшеліктерін
салыстырады, қазақ және түрік тілдеріне ортақ еліктеуіш сөздердің
негізінде туыстас тілдердің өзара ұқсастық деңгейіне талдау жасайды.
В статье дается сравнительный анализ подражательных слов в
казахском и турецком языках. Автор статьи сравнивает особенности
образования и звучания часто употребляемых подражательных слов
в обеих языках. На основе общих подражательных слов для казахского
и турецкого языков, делает анализ уровню сходства этих
родственных языков.
UZM. YAKUP TÜRKDİL
İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili
Bölümü-İKÜTÜMER Türk Dili
Okutmanı
The article gives a comparative analysis of onomatopoetic words in Kazakh
and Turkish languages. The author compares the features of the formation
and sounding of frequently used onomatopoetic words in both languages.
On the basis of common onomatopoetic words for Kazakh and Turkish, makes
the analysis of the level of similarity of this related languages.
KAZAK TÜRKÇESİ İLE TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ORTAK YANSIMA
SÖZLER (COMMON ONOMATOPOETIC WORDS IN KAZAKH TURK-
ISH AND TURKEY TURKISH)
GİRİŞ
Doğa sürekli hareket içindedir. Doğanın hareketli olması
sonucu birçok ses, hareket ve çeşitli olgular ortaya
çıkmaktadır. Doğanın canlı oluşu yani seslerin ve
hareketlerin kaynağı oluşundan dolayı insanoğlu tarihi
boyunca doğayı, diğer bir deyişle doğanın hareketlerini ve
söylemlerini adlandırmaya ve bu adlandırmalarla kendi
aralarında anlaşmaya çalışmıştır. İnsanoğlu doğayla
mücadele ederken ve onu adlandırırken beş duyu organının
hepsini kullanmıştır. Beş duyu organıyla adlandırdığı bu
sözler barındırdığı anlam ve sözcük yapılarından dolayı
insanların her dönemde ilgisini çekmiştir. Dilin doğuşu ve
oluşumu, yansıma teorisine göre doğanın çıkardığı seslere
bağlanmıştır.
Bazı seslerin ve gürültülerin insanda uyandırdığı hislerin
adlandırılmasında, sözlere dökülmesinde dil yardımcı
olmuştur. Doğada oluşan bu ses ve gürültüleri dilin
yapısına uyum sağlayacak şekilde sistemli bir biçimde
kelimeye dönüştürme suretiyle canlı ve renkli anlatımlar
sağlanmaya çalışılmıştır. İnsanların ilgisini, en çok doğanın
tabii işleyişi sonucu ortaya çıkan seslerle canlıların
çıkarmış olduğu gürültüler çekmektedir. İnsanlar her
dönemde etrafında oluşan hareketliliği, ses ve gürültüleri
duyu organları ve zihninin elverdiği ölçüde taklit etmeye
ve dile getirmeye çalışmıştır. Bu taklit sırasında
mecazlardan, benzetmelerden yardım alarak zengin bir
anlatım ortaya çıkarmıştır (Zülfikar 1995: 1).
YANSIMA SÖZLER
Yansıma sözcükler, insanı saran tabiat olaylarının ve
çevredeki varlıkların hareketinden çıkan seslerin
taklidinden veya insanların her türlü durumuna bağlı
hareketlerine, kıpırdanmasına has görünüşleri ile birlikte;
rüzgârın sesi, yaprağın düşüşü, yıldırım çakması, güneşin
ışıldaması, ırmağın şırıldayıp akması, eşyaların düşmesi,
yuvarlanması ve çarpışmasından çıkan seslerdir. İnsanlar
doğadan yalnızca işitme ve görme duyusu ile değil diğer
duyu organları ile de sesleri algılar ve yansıma sözler
oluştururlar. Selen ve Oğuz ismiyle yayınlanan
“Lautmalerei” adlı makalede tabiatta her şeyin ses
çıkaramadığı, bunların daha çok hissedildiği
vurgulanmaktadır. Buna göre lautmalerei daha çok
kelimelerin durumlarına ve tasavvurlarına uygun düşen
biçimlerdir. (Zülfikar 1995: 4)
Araştırmacılar yansıma sözlerin tabiat seslerinin taklit
ve tasviriyle oluştuğunu ve birebir taklit değil yaklaşık
olarak benzer sesler olduğunu yaptığı tanımlarda
belirtmişlerdir. Ses yansımalı sözcükler insanoğlunun
tabiattaki canlı cansız bütün varlık ve nesnelere ait sesleri
benzetme ve taklit yolu ile çıkardığı seslerden
oluşmaktadır. (Korkmaz 2009: 1188) T. Banguoğlu’na göre
yansımalar, tabiat seslerini tasvir veya kabataslak taklit
ederek meydana gelmiş ses topluluklarıdır (Banguoğlu
2004: 402). B. Vardar yansıma sözleri “Dış gerçeklik
düzleminde var olan bir ses ya da görüntüyü, işitimsel
izlenimi yansıtacak biçiminde aktaran, adlandıran, gerçeği
söz öykünmesi yoluyla belirten öge” (Vardar 2002: 216)
olarak açıklamaktadır.
Yansıma sözler ülkemizde çok çeşitli terimlerle
adlandırılmaktadır. Bu adlandırmalardan bazıları şu
şekildedir: eski dönemlerde “lafz-ı taklidi" ya da "taklidi
kelime" kullanılmıştır. Muharrem Ergin ses taklidi kelime
(Ergin 1981: 94); Berke Vardar yansıma (Vardar vd. 1978:
141); Hamza Zülfikar ses yansımalı kelimeler (Zülfikar,
1995); Zeynep Korkmaz ses yansımalı kelime, ses taklidi
(Korkmaz 2009: 1189); Tahsin Banguoğlu yansılama
(Banguoğlu 2004: 402). Bu terim, Emine Gürsoy
Naskali’nin hazırlamış olduğu Türk Dünyası Terimleri
Kılavuzunda tabiat taklidi kelime (Naskali 1997: 77) olarak
geçmektedir. Ülkemizde çeşitli terimler kullanılsa da
adlandırılma konusunda sonuç itibariyle terimlerin tamamı
yansıma sözleri tam olarak karşılamaktadır. Türk
Dünyasındaki adlandırmalara göz atarsak Kazak
Türkçesinde elikteviş söz, Tatar Türkçesinde avaz iyärteme,
Özbek Türkçesinde taqlidiy söz, Kırgız Türkçesinde
tuurandı söz, Azerbaycan Türkçesinde täğlidi sözlär gibi
terimlerin kullanıldığını görmekteyiz.
Türkçenin söz varlığı içinde önemli bir yer tutan
yansımalar, yapı, görev ve işleyiş açısından ayrı birer
sözcük grubu meydana getirirler. Ses yansımalı sözcükler,
düzenli ve kurallı bir yapı içerisinde kullanılarak anlatıma
canlılık katmaktadır. Bu tür sözler, tabiatta karşılıkları
olduğu için sürekli kendilerini korur, -özellikle konuşma
dilinde- canlı kalır, asırlarca dönemden döneme aktarılarak
kullanılırlar. Tarihi devamlılıkları süresince de çeşitlenir ve
zenginleşirler (Biray 2013: 1091).
Dünya dilleri çeşitli özeliklerinden dolayı belli başlı dil
ailelerine ayrılmıştır. Bu ayrımlardan dolayı birbirine
verdikleri ödünç kelimelerin dışında kendilerine özgün bir
kelime hazneleri vardır. Hamza Zülfikar’ın da belirttiği üzere
diller arasında kelime benzerliği yalnız ses yansımalarında
olabilir. Bu benzerlik hem seslerde hem de anlamda olabilir.
Bunun sebebi ise aynı doğada yaşıyor olmamız ve
doğadaki olan olayları aynı algılamamızdır. Her yansıma
ses benzerlik göstermeyebilir (Zülfikar 1995: 18-19). Diller
15