Ermenistan Rehberi
MY: Bu programın ana fikri her ne kadar yemek
olsa da, bu sefer sadece yemeğe odaklanma-
dık, kültürü ve coğrafyayı da yansıtacağımız bir
yemek programı yapmaya çalıştık. İnsanlara da
umarım aldığımız bu zevki yansıtabiliriz ve insan-
lar gelmeyi isterler. Geliş gidişler iyidir, güçlendirir
ilişkileri, iyi gelir bize gidip gelmeler. Ben Yere-
van’ı çok sevdim. Bir müzeler ve heykeller şehri
Yerevan. İnsanları çok iyi, misafirperver ve yar-
dımsever. Modern bir şehir.
TH: Doğa çok güzel bir kere, dağ çok güzel. Ye-
mek konusuna gelirsek ben de şaşırdım bu denli
İstanbul Ermeni mutfağından ayrı bir mutfak ola-
cağını beklemiyordum.
İstanbul’dan buraya gelen Ermenilerin de restoran-
larına gittiniz. Bir çekişme var sanki, durmadan
Ermenistanlılara “doğru yemeği” anlatma gayreti.
TH: Ben o kaynaşmanın biraz uzun süreceğini
düşünüyorum. (Gülüyor) Aynı durumu Yunanis-
tan’da da yaşadık.
30
Benim annem Rum ve Yunanistan’da çok akrabam
var, orada da gözlemledim bunu. İstanbul’dan gi-
den Rumlar Yunanların yemeklerini beğenmediler,
kendilerininkini yücelttiler. Yemek konusunda iddi-
alı oldukları için hırpaladılar da Yunanlıları. Aslında
şu anda güzel bir dönemden geçiyor Yerevan, gelen
Suriyeli Ermeniler de kendi mutfaklarını sunuyorlar...
TH: Sovyet Dönemi’nde olmayan, olamayan geliş gi-
dişler başlayınca daha iyi bir hal alıyor her şey. Şoku
atlatmak uzun sürebilir ama güzel bir hal alır yakın-
da. Yunanistan ile gerçekten benzetiyorum durumu.
Mesela Türkler Yunanistan’a gidip gelmeden önce
her şey farklıydı. Tanıdıkça birbirlerini kırıldı bazı
şeyler. Türkiye’den Adalar’a artık ne kadar çok tu-
rist gidiyor... Mesela eskiden Yunanistan’a gidip Türk
kahvesi isteseydiniz, karşı kıyıyı gösterip ‘git orda iç’
derlerdi. Artık Türkler ayıp olmasın diye Yunan kah-
vesi istiyorlar ama diğer taraftan garson sizin Tür-
kiye’den geldiğinizi anlarsa “Buyrun Türk kahvesi”
diyor, o yüzden tanışmalar çok önemli.