Ermenistan Rehberi
Mehmet Yaşin: Ben daha önce Hrant Dink Vakfı’nın
(HDV) daveti üzerime gelmiştim Ermenistan’a. Eri-
van’ın yani Yerevan’ın mutfağı ile Türkiye’nin tanış-
masını istedim açıkçası. Atlas Jet, Aziz Tour ve HDV
destek oluruz deyince biz de bu kez kameralar ile
geldik. Geçen gelişimde kırsal kesimi de ziyaret et-
tim ama bu kez iklim koşuları ve acaba orada yeterli
lokanta bulur muyuz korkusu ile Yerevan’a konsant-
re olduk. Buradaki arkadaşların desteği ile ilginç ve
güzel bir program çektiğimizi düşünüyorum.
Teoman Hünal: Ben Ermenistan’a yıllardır yani çok
uzun zamandır gelmek istiyordum. Yemek için değil
tarih ve coğrafya için, özellikle Ağrı’yı, bu taraftan
görmeyi çok istiyordum. Manastırları ve kiliseleri de
tabii. Mehmet, HDV ile gelince kızdım aslında ona,
bana neden haber vermedin dedim. Döndüğünden
bu yana yani yaklaşık 2 haftadır başının etini yedim,
birlikte gidelim dedim ve Mehmet’in anlattığı şekilde
organize olup, gelmeyi başardık.
Mehmet Yaşin, geçen seferki ziyaretinizden dönünce
kaleme aldığınız makalede Ermenistan ve İstanbul
Ermeni mutfağının benzememesine dikkat çekmişti-
niz. Siz Ermenistan mutfağını nereye koyuyorsunuz
bu durumda?
M.Y: Bunu her zaman söylüyorum, bizim bildiğimiz
İstanbul Ermeni mutfağına hiç benzemiyor. Burası
kırsaldan malzeme alan, büyük bölümü hayvansal
ve ağırlıklı olarak süt ve süt ürünleri kullanan bir
mutfak.
Bir anlamda burası Doğu Anadolu mutfağının
etkisinde. Burada gittiğimiz bir restoranın sa-
hibinin babası Erzurumluydu. Aile o mutfağını
birlikte Ermenistan’a getirmiş. Aynı şeklide Van,
Iğdır, Sivas ve daha birçok yerden gelenler ye-
meklerini de birlikte getirmişler ve tabii zaman
içinde yorumlanmış ve çok lezzetli bir mutfak
olmuş, aynı zamanda bize çok yabancı olmayan
bir mutfak.
Oysa sizin gözleriniz topik, dalak dolması mı ara-
dı?
TH: Evet, aynen öyle oldu. (Gülüyor) Bu Alman-
ya’da bir Türk lokantasına gidip kuru fasulye
bulamamak kadar tuhaf. İlginçti gerçekten ama
yediğimiz yemekler çok iyiydi. Şaraplar çok iyiy-
di. Beklediğimden de iyiydi. Tabii bize iyilerini
veriyorlar onu da söylemek lazım... Konyaklar
zaten muhteşem. Ben henüz Ermenistan’a gel-
meden bana bir içki firması aracılığı ile numu-
neleri yollanmıştı, Sovyetler yıkılır yıkılmaz oldu
bu dediğim. Politbüro üyeleri için saklanmış 60-
70 yıllık konyaklardı bahsettiklerim. Ama basit
konyaklar da lezzetli. Her zaman yıllanmışlar en
iyisi olur diye bir kaide yok. Viski için de diyo-
rum bunu, bazen fıçının içinde çok kalması da
zarar verebiliyor. O yüzden 10 yıllık Akhtamar
çok güzel bir konyak... 20 yıllık da denedik,
ama 10 yıllık da iyi, kötü değil, tüm konyakların
içimi çok zevkli.
29