Sayfa 43
Bir yıl öncesine kadar, yaz tatillerinde, romanda anlatmaya çalıştığım, Yenice Köyü’ne döner,
ırgatlık yapardım. Orda doğmuş, orda büyümüştüm. Kürt asıllı, topraksız, yoksul bir ailenin
çocuğuydum. Limon çiçeği kokan o küçük kolonyacı dükkânında içime düşen ateşin adını ve
hangi sınıfın adamı olduğumu öğrendim. Köylüydüm ben ve kurtuluşum ancak sınıfımın
kurtuluşuyla mümkündü. Peki, nasıl kurtulacaktı sınıfım? Berraklık kazanmayan bir soruydu
bu benim için.”
Yılmaz Güney, bu bilince eriştikten sonraki bütün yaşamı boyunca bu soruya cevap aradı.
Yaptığı bütün filmlerinde, ilk zamanların vurdulu kırdılı filmleri de buna dâhil, yazdığı bütün
edebi ürünlerde yoksul halkın kurtuluşuna çare aradı. Çıkmasına önayak olduğu Güney,
Yurtsever-Devrimci-Demokrat, Demokrasi Bayrağı ve Mayıs dergilerinde bu çareler üzerine
teorik çözümlemeler getirdi. Bu yazıları ölümünden sonra Siyasal Yazılar adıyla üç kitapta
toplandı.
Yılmaz Güney düşünceleri için rizikodan çekinmiyordu. 12 Mart yönetimi onu Türkiye Halk
Kurtuluş Partisi/Cephesi’ne (THKP/C) yardım ettiği gerekçesiyle tutukladı. Böylece Yılmaz
Güney’i yıldıracaklarını, susturabileceklerini sanıyorlardı. Elbette yanıldılar. O; Selimiye’den,
ölümünden ö