EMEĞİN SANATI 161. SAYI | Page 43

Sayfa 43  Bir yıl öncesine kadar, yaz tatillerinde, romanda anlatmaya çalıştığım, Yenice Köyü’ne döner, ırgatlık yapardım. Orda doğmuş, orda büyümüştüm. Kürt asıllı, topraksız, yoksul bir ailenin çocuğuydum. Limon çiçeği kokan o küçük kolonyacı dükkânında içime düşen ateşin adını ve hangi sınıfın adamı olduğumu öğrendim. Köylüydüm ben ve kurtuluşum ancak sınıfımın kurtuluşuyla mümkündü. Peki, nasıl kurtulacaktı sınıfım? Berraklık kazanmayan bir soruydu bu benim için.” Yılmaz Güney, bu bilince eriştikten sonraki bütün yaşamı boyunca bu soruya cevap aradı. Yaptığı bütün filmlerinde, ilk zamanların vurdulu kırdılı filmleri de buna dâhil, yazdığı bütün edebi ürünlerde yoksul halkın kurtuluşuna çare aradı. Çıkmasına önayak olduğu Güney, Yurtsever-Devrimci-Demokrat, Demokrasi Bayrağı ve Mayıs dergilerinde bu çareler üzerine teorik çözümlemeler getirdi. Bu yazıları ölümünden sonra Siyasal Yazılar adıyla üç kitapta toplandı. Yılmaz Güney düşünceleri için rizikodan çekinmiyordu. 12 Mart yönetimi onu Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi’ne (THKP/C) yardım ettiği gerekçesiyle tutukladı. Böylece Yılmaz Güney’i yıldıracaklarını, susturabileceklerini sanıyorlardı. Elbette yanıldılar. O; Selimiye’den, ölümünden ö