EMEĞİN SANATI 161. SAYI | Page 44

Emeğin Sanatı 161. Sayı  YILMAZ GÜNEY’İN ARDINDAN... Yılmaz Güney’in ardından çok şey söylendi, söyleniyor, söylenecek. Ben sizlerle otuz yıl önce söylenmiş birkaçını paylaşmak istiyorum. O zaman Türkiye’de neredeyse Yılmaz Güney’in adını anmak, resimlerini, kitaplarını taşımak, acısını paylaşmak yasaktı!.. Onat Kutlar bu ortamı şöyle anlatıyor: “Çünkü o gittikten sonra, bir Zekeriya sofrasının başına tüm dostlarıyla oturmuşuz. Hepimiz ayrı ayrı, yapayalnız... Yüzlerinde ne sevinç, ne hüzün, ne de endişe. Kuşkunun gölgelerini taşımayan derin bir dostluk duygusuyla. Çünkü o duyguda ortaktır.” Mahmut Tali Öngören “Ey Dostum Nereye” adını verdiği yazısında: “Dostumdu o. Bir arkadaştan daha yakın ve daha duyarlı... Arkadaşınızla çok anıyı, olayı ve duyguyu paylaşabilirsiniz. Ama dost olduğunuz bir insanla sevgi ve saygıdan başka paylaşacak şey bulamıyorsunuz. Bu da bir ömür boyu size yeter... Ben Yılmaz Güney’i tüm iyiliği, inceliği ve sıcaklığıyla anıyorum.” Yılmaz Güney’in cenaze törenine katılan, herkesi ağlatan Server Tanilli’nin konuşmasına girişini hiç bir zaman unutmayacağım: “Arkadaşlar, dostlar, yoldaşlar, sinemamızın bir büyük ustasını, - doğrusunu söyleyeyim- en büyük ustasını, Yılmaz Güney’i kaybettik. Ve buraya, onu son yolculuğuna uğurlamak için toplanmış bulunuyoruz. Hepimiz adına ona ‘elveda’ demenin görevini ben üstlenmiş bulunuyorum. Yaşamımın en acı anlarını yaşayarak yapacağım bunu.” Ömer Polat’ın “Paris’te Bir Ordumuz Vardı” başlıklı yazısında şu cümleleri okuyoruz: “Bizler, yurtdışında olan bizler. Alın teri döken, senin uğruna canını verdiğin insanlarımız. Aydınlarımız, gençlerimiz, yiğitlerimiz. Yurtdışında, sürgünde, ekmek parası peşinde olan bizler doya doya yanıyoruz acına. Acını aramızda paylaşmaya çalışıyoruz. Yaşı kırkı geçmiş bir Kürt işçi ne dedi ardından biliyor musun? ‘Yılmaz sağken, öyle biliyordum ki, Paris’te bir ordumuz var, ama şimdi?’ İşte aynen böyle söyledi, yaşı kırkı geçmiş, beli el kapısında kamburlaşmış bir Kürt işçi.” Halk ozanı Zamani şu şiiri yazdı Yılmaz Güney’in ardından: Dikenler içinde gül gibi bitti O bizden biriydi, bizim kalacak Birgün aramızdan ayrılıp gitti O bizden biriydi, bizim kalacak Gömdük kalbimize yaşar bizimle Devrim kavgasına koşar bizimle Bir zafer sabahı coşar bizimle O bizden biriydi, bizim kalacak Ömrünün yarısı geçti hapiste Devrimi haykırdı en son nefeste Kürdistan’da doğdu, öldü Paris’te O bizden biriydi, bizim kalacak MUSTAFA DEMİR