Emeğin Sanatı 161. Sayı
ŞAFAĞA ÇIKAN ÜLKEYİM
Ercan CENGİZ
dört nokta bıraktım dünyaya
hava gibi, su gibi
toprak gibi, güneş gibi
önce çarmıhlılar düştü koynuma
sonra sarı mekaplılar birer birer
bir bilseniz, ne adlar takmıştım onlara
şafağa çıkan ülkeyim
atlılar tepinip durdu üstümde, yıllarca
neslime bilendi kılıçlar
sonra tüfek icad oldu
tanklarla gelip vurdular böğrüme
bombaladılar dağ – taş
vurup ayırdılar dört parça
tel çekip, mayın döşediler ki araya
yanıp yanıp karışayım toprağa
aç kaldım ekmeğe – suya – seviye
kefensiz gömdüm ölümü
dilimi tanımayanla komşu
tanıyanla dost oldum nicedir
meyvesiz piç ağaçları boy verip
gölgesini düşürdüler tarlama
suyum kirlendi
balıklar alıp gitti başını
yalnız kaldım dört noktada
yaşım küçültülüp asıldım
yaşım büyütülüp asıldım
kötülükten kötülük beğen dediler
cennetlerine tükürüp de geldim
kırıldım, sürüldüm, ağladım
çocuklarım oldu kızlı – erkekli
kimi kayıp
kimi cansız bedenleri ile
atıldılar üst üste
şafağa çıkan ülkeyim
kim bilir kaç kez taht kurdular
değişti yurdumun adı – tadı
kim bilir kaç kez
düşenlerin adını çocuklara verdim
her döndüğümde toprağa
kapısını açık koydum evimin
kayıplardan biri gelir diye
dilimi konuşanla değil
anlayanla yar oldum, yoldaş oldum
duvar örmedim araya