EBK | Page 20

BÖLÜM 9 Memenin Kistik Lezyonları Doç. Dr. Fatih Aydoğan Uzm. Dr. Fahrettin Kılıç Yrd. Doç. Dr. Ahmet Korkut Belli Uzm. Dr. Tülin Öztürk Prof. Dr. Mehmet Halit Yılmaz GİRİŞ Kistik meme lezyonları, en sık görülen basit kistlerden nadir görülen intrakistik meme tümörlerine kadar olan geniş bir yelpazedeki durumları kapsar. Kist, genel olarak, terminal duktal lobuler üniteden kaynaklanan ve zamanla duktusların birleşerek dilatasyon gösterdiği bir durumdur. Memenin kistik lezyonları için kistik ya da fibrokistik hastalık, kronik kistik mastit, mazoplazi, fibröz mastopati, fibroadenozis sistika, meme displazisi, Reclus hastalığı ve Schimmelbusch’un hastalığı gibi isimler kullanılmışsa da, 1985 yılında New York’ta yapılan konsensus toplantısında meme kistlerinin spesifik bir hastalık olmadığına karar verilerek, fibrokistik hastalık terimi yerine “memenin fibrokistik değişikliği” teriminin kullanılması önerilmiştir. Bir çok araştırmacı bu lezyonların, büyüyen fibröz bir doku nedeniyle duktuslarda mekanik bir obstrüksyon sonucunda geliştiği konusunda fikir birliğine varmıştır. Fibrokistik değişiklik (FKD) çok yaygın olması ve bazı türlerinin meme kanseri riskini arttırmasından dolayı önem arz etmektedir. FKD’ler patolojik olarak proliferatif değişiklikleri, fibrozisi, ve kistleri içerir. Bu bölümde memenin benign kistik lezyonları anlatılacaktır. EPİDEMİYOLOJİ FKD oldukça sık görülmektedir. Genellikle premenopozal dönemde görülür. En yaygın olduğu yaş aralığı 35-50 arasıdır. Otopsi serilerinde yaklaşık % 60 oranında mikroskopik olarak FKD bulunmuştur. Meme kanseri riski yüksek olan kadınlara ultrasonografi (US)taramasının yapıldığı ACRIN (American College of Radiology Imaging Network) 6666 çalışmasında 2662 hastanın % 48’inde ultrasonografi ile kist bulunduğu görülmüştür. Kistler daha çok premenopozal dönemde görülse de (% 65.1), postmenopozal dönemdeki kadınların da % 39.4’ünde kist tespit edilmiştir. Kistler genellikle menopoz döneminde regresyon gösterirler. FKD’ler yüksek sosyo-ekonomik düzeyi olan batı toplumlarında daha sık görülmektedir. Kistlerin perimenopozal dönemde daha sık görülmesi nedeniyle artmış östrojen düzeyleri, hiperprolaktinemi ve tiroid hormonu fazlalığı gibi hormonal değişiklikler etiyolojik faktör olara