EBK | Page 21

BÖLÜM 10 Fibroadenom Prof. Dr. Abut Kebudi Prof. Dr. Levent Çelik Fibroadenomlar, epitelyal ve stromal yapılardan oluşan selim meme lezyonlarıdır. Kadınların yaklaşık %10’unda görülür. Daha çok genç kadınlarda ve özellikle siyah ırkta görülürler. En çok görüldüğü yaşlar hayatın ikinci ve üçüncü dekatlarıdır (doğurganlık çağları). Fibroadenomların etyopatogenezi net olarak aydınlatılamamıştır. Doğum konrol hapı kullanımının ve Epstein-Barr virüsünün etkili olabildiği bildirilmiştir. Genellikle 1-2 cm çapında olurlar. Büyüme eğiliminde olan fibroadenomlar, 2-3 cm çapa ulaştıklarında çoğunlukla büyümeleri durmaktadır. Bu da fibroadenomun gerçek bir neoplazi olmadığının kanıtı olarak ileri sürülmektedir. Yaklaşık 200 fibroadenomun 1’inde enfarkt geliştiği bildirilmektedir. Bu enfarkt kısmi, subtotal veya total olabilmektedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri en sık rastlanan predispozan faktörler olarak tanımlanmıştır. Bu fenomeni açıklamak için memede armış metabolik aktiviteye karşılık rölatif vasküler yetmezlik olabileceği öne sürülmüştür. Gebelikte ağrı ve hassasiyet, enflamasyon ve buna bağlı gelişebilen lenfadenopati ile kanserle karıştırılabilir. Fibroadenomların hormonlardan etkilendiği ve menopozda da involüsyona uğradıkları bildirilmektedir. Kauçuk kıvamında, düzgün şekilli ve kolayca hareket ettirilebilmesi bu lezyonların karakteristik fizik muayene özellikleridir. Genellikle küre veya ovoid, daha az sıklıkla multilobule şekilde olurlar. Selim bir lezyon olmasına karşılık, memede fizik deformiteye yol açıp kişilerde anksiyeteye yol açabilir. Kompleks fibroadenomlar, 3 mm’den büyük kist, sklerozan adenozis, duktal epitelyal hiperplazi, epitelyal kalsifikasyon ve papiller apokrin değişikliklerden bir ya da daha fazlasını içeren fibroadenom alt grubunu oluşturur. Basit fibroadenomlara göre daha ileri yaşlarda görülür Yaklaşık 2500 fibroadenomu kapsayan geniş bir çalışmada %23 oranında saptanmıştır. Basit fibroadenomlara göre boyutları daha küçüktür. Literatürde %2 civarında kanser riski olduğu bildirilmektedir. Tedavisi basit fibroadenomlarla benzerdir. Tubuler adenomlar, seyrek stroması olan, selim epitelyal dokudan oluşan, iyi sınırlı, mobil ve genç kadınlarda görülen lezyonlardır. Klinik olarak fibroadenomlara benzerler. İyi sınırlı, koyu sarı renkte, düzgün yapıda kitlelerdir ve mikrososkopik değerlendirmede bir psödokapsüle sahip oldukları gözlenir. Zaman zaman mikroskopik değerlendirmede fibroadenoma geçiş gözlenebilmektedir. Laktasyon adenomları (nodüler laktasyonel hiperplazi) gebelikte veya doğum sonrası dönemde bir veya daha fazla sayıda hareketli kitleler şeklinde görülürler. Mikroskopik değerlendirmede sekretuvar bir aktivite saptanır. Bunlar iyi sınırlı ve lobule bir yapıya sahiptirler, kesildiklerinde esmer renkte ve tubuler adenomdan daha yumuşak bir yapıdadırlar. Mikroskopik incelemede sekretuvar özellikte küboid hücreler dikkati çeker. O’Hara ve Page 42 laktasyonel meme adenomunu incelemişler ve bu lezyonların da tubuler adenomların da aynı patogenezden geliştiğini ortaya koymuşlardır. Meme hamartomları (fibroadenolipom, adenolipom), selim yapıda ve seyrek rastlanan diğer benzer lezyonlardır. Yapı olarak değişik oranda yağ dokusu ve fibröz dokudan oluşan yoğun bir yapıya sahiptirler. Zaman zaman yapısında düz kas bulunabilir (miyoid hamartomlar). Genellikle, tanı ameliyat sonrası dönemdeki patolojik değerlendirmede konabilmektedir. Fibroadenomatozis fibroadenom ve fibrokistik değişikliklerden oluşan selim meme lezyonlarıdır. Bu 105