BÖLÜM BÖLÜM 1 • Kadın 6 Sağlığına YENİDOĞAN Genel BakışKONVÜLZİYONLARI
73
6 YENİDOĞAN KONVÜLZİYONLARI
Uzm. Dr. Edibe Pembegül Yıldız • Prof. Dr. Yüksel Yılmaz
1. YENİDOĞAN KONVÜLZİYONLARI VE SIKLIĞI
Yenidoğan konvülziyonu, yenidoğan döneminde en sık görülen nörolojik acil durumlardan biridir. Klinik tanımlayıcı özelliklerinin belirsizliği nedeniyle gerçek sıklığını belirlemek zordur. İnsidansı klinik gözlemlere göre 1.5-3 / 1000 canlı doğum arasında değişmekle birlikte bebeklerin gestasyonel yaşları ve doğum tartıları azaldıkça artmaktadır( 1).
Yenidoğan konvülziyonları etyoloji, klinik, tedavi ve prognostik faktörler bakımından diğer yaş grubunda görülen konvülziyonlardan farklılık gösterirler. Gerek konvülziyona yol açan altta yatan olası nedenlerin mortalite ve morbidite açısından ciddiyeti, gerekse durdurulamayan, uzun süren ya da sık tekrarlayan nöbetlerin oluşturacağı serebral etkilenme açısından acil müdahale edilmesi ve etyolojinin belirlenmesi nörolojik prognoz açısından önemlidir.
2. YENİDOĞAN BEYNİNİN ÖZELLİKLERİ VE YENİDOĞAN KONVÜLZİYONLARININ PATOFİZYOLOJİSİ
İntrauterin dönemde, döllenmeden itibaren başlayan santral sinir sisteminin gelişimi süreci sırasıyla, nöral krestin ve tomurcuğun oluşumu, nöronal proliferasyon, nöronal migrasyon, kortikal tabakalaşma ve organizasyon, myelinizasyon, sinaptik bağlantıların oluşumu şeklinde sürer. Term yenidoğan beyninde kortikal migrasyon ve tabakalaşma tamamlanmıştır, ancak antenatalden itibaren süren organizasyon, myelinizasyon, sinaptogenezis, ağ oluşumu çocukluğun ilk yıllarında en yoğun olmak üzere çocuk beyninde sürer. Yenidoğan beyni, nöroanatomik ve nörofizyolojik olarak gelişimini tamamlamamış olmasından dolayı hem epileptopatogenisis yönünden hem de nöbetlerin klinik ve elektrofizyolojik özellikleri açısından farklı olarak özellikler gösterir:
73