4.Doğal kaynakların tükenimi
Yaşamımızı sürdürmek için doğal kaynaklardan yararlanırız. Hava, su, toprak, bitki örtüsü,
hayvanlar ve madenler doğal kaynaklarımızı oluşturur. Bitmeyecekmiş gibi görünen bu
kaynaklar, insanların bilinçsizce davranışları sonucu hızla azalmaktadır. Görevimiz, bunları
yok etmek değil, korumaktır. Bitkiler ve hayvanlar, yaşamları için gerekli oksijeni havadan
alırlar. Havanın çeşitli şekillerde kirletilmesi, bu kirliliğin yağmur suları ile yeryüzüne inerek
akarsu, yer altı suları ve toprağa karışması, orada yaşayan canlıları olumsuz yönde etkiler.
Onların türlerinin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Çünkü doğadaki canlıların
zenginliği, sağlıklı bir çevrenin var olmasına bağlıdır. Su, sağlıklı bir hayatın devamı için
canlıların gereksinim duyduğu en önemli doğal kaynaklardandır. Yeryüzünün yaklaşık dörtte
üçünü ve canlı vücudunun önemli bir kısmını su oluşturur. İnsanlar birçok alanda (temizlik
işlerinde, elektrik enerjisinin elde edilmesinde, bahçe ve tarlaların sulanmasında, deniz
ulaşımında vb.) sudan yararlanır. Su, içinde yaşayan birçok canlıya da yaşama ortamı
sağlar. Burada yaşayan balıkların beslenmemiz açısından önemi büyüktür. İnsanların
yıllarca deniz, göl ve akarsulara bıraktığı atık maddeler, buralarda yaşayan canlı türlerinin
azalmasına, bazılarının da yok olmasına neden olmuştur. Ayrıca buna bağlı olarak birçok
önemli turizm merkezi de özelliğini yitirmiştir. Örneğin, bugün yurdumuzda Haliç ve İzmit
Körfezi'nin çeşitli şekillerde kirletilmesi, çevre ve orada yaşayan canlılar için önemli bir
tehlike oluşturmaktadır. Sanayinin hızla gelişmesi de su kaynağının tüketimini etkilemektedir.
Ancak ülkelerin kalkınmasında ve iş olanaklarının oluşturulmasında sanayi kuruluşlarına da
gereksinim vardır. Burada dikkat edilmesi gereken konu, suyun tutumlu bir şekilde ve
kirletilmeden kirletilmeden kullanılmasıdır. Aynı şekilde doğal kaynaklarımızdan olan
ormanların da sayılamayacak kadar yararları vardır. Bunlardan, gelecek kuşakların da
yararlanmasını sağlamak için onları korumalıyız. Nüfus artışına paralel olarak giderek artan
bir biçimde kullanılan bu kaynaklar korunmadığı takdirde zamanla tükenme noktasına gelir.
Bu durum, doğa için bir felaket oluşturur. Yaşamın doğal kaynağı olan toprağa bırakılan
zararlı katı ve sıvı atıklar, zamanla toprağın özelliğini kaybetmesine neden olur. Verimliliğini
yitiren toprak, üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelir. Bitki örtüsünden yoksun kalan
toprak, sularla taşınarak gölleri doldurur ve oradaki canlıların yok olmasına neden olur.
Doğal kaynaklarımızdan olan yer altı zenginlikleri (madenler) de insanlar tarafından
bilinçsizce tüketilmesi sayesinde her geçen gün azalmaktadır. Madenlerden; sanayi
alanında, enerji elde etmede ve başka alanlarda yararlanmaktayız. Yapılan araştırmalara
göre çok önemli birer enerji kaynağı olan petrol, kömür ve doğal gaz, yeni yataklar
bulunmazsa, aşırı kullanılmaları nedeniyle çok kısa bir zaman sonra tükenecekleri
belirtilmektedir. Bu bakımdan gerek enerji kaynaklarımızı, gerekse diğer yer altı
kaynaklarımızı bilinçli kullanarak onlardan daha uzun bir süre yararlanmayı sağlamalıyız. Şu
halde yaşamımız için vazgeçilmez birer kaynak olan doğal kaynaklarımızı bilinçli kullanmak,
en başta gelen görevlerimiz içerisinde olmalıdır.Günlük yaşantımızda, okulda ve evde bilinçli
birer tüketici olmak durumundayız. Su, elektrik, yakıt ve besin maddelerini israfa kaçmadan
gerektiği kadar kullanmalıyız.
Doğal kaynakların tükenmesi yada bitmesi sonucunda insan yaşamı sona erer. Çünkü
insanın doğanın bir parçası doğal kaynaklar ise doğal yaşamın nedeni. Doğal kaynaklar,
insanların ve diğer canlıların yaşama nedenleridir. Doğal kaynakların yok olması demek
hayatın durması ve yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Bu nedenle elimizdeki kaynakları
dikkatlice kullanmalı, tasarruf etmekten kaçınmamalı, ışığı gerektiği zaman açık tutmalı,
ocağımızdaki gazı gerektiği kadar açmalı ve zamanında kapamalı, musluğumuzda bir arıza