Köşedeki Kitapçı | İbrahim Hakkı Kaymak
Arnavut kaldırımlı yolun sonunda dik ve dar bir yokuş vardı. Bu
yokuşun başında, köşede bir kitapçı vardı. Burada ilginç olan;
yokuşun başındaki, köşedeki kitapçı değil kitapçıdaki adamın
hikâyesiydi. Mahalledeki kimse bu adamın hikâyesini tam olarak
bilmiyordu. Kimisi bu adam meczup, derdi; kimisi de sıra dışı
görünmek için böyle davranıyor, derdi.
Elli beş altmış yaşlarında, bir yetmiş boylarında, sakalları ve saçları
ağarmış, şakaklarındaki saçları dökülmüş, dış görünüşünde çok
fazla gariplik bulunmayan, normal bir adamdı. Akşama kadar
kitapçıda oturur, elinden kitap hiç eksik olmazdı. Akşamüstü saat
tam 7’de dükkânı kapatarak evinin yolunu tutardı. Hiçbir gün bu
saatten şaştığını görmedim. Kitap almak için 7’yi 1 geçe gelenlere
kafasını iki yana sallayarak cevap verirdi.
Kimseyle konuşmaz, vücut dili ile iletişimini sağlardı. Dükkân
içerisinde çok katı kuralları bulunan buna rağmen herkesin sevip
saydığı bir adamdı. Kitapların fiyatlarının sorulmasından hiç
hoşlanmaz, kitapların arka yüzlerine itinayla fiyatlarını yazardı.
Masasının arkasındaki duvarda 3 adet kâğıt asılı dururdu. Bu
kâğıtlarda ‘Kitapların fiyatları arka yüzlerinde' 'okunmuş kitaplar
alınır' ve 'kitapları ödünç olarak alabilirsiniz.’ yazıyordu. ‘İkinci el
kitap alıyor musunuz?’ diye soranlara sert bir bakış atarak,
‘okunmuş kitaplar alınır!’ yazısını gösterirdi.
Dilhâne | twitter: @dilhanenet | instagram: @dilhane_net | www.dilhane.net