Dilhâne Mayıs Sayısı MAYIS Sayısı (1) | Page 53

Sevgili Mehmet, Seni tam anlamıyla kaybettiğimi sanıyordum ta ki o sahaf dükkanına girene kadar seni görünce ne yapacağımı bilemedim, yıllarca hep seni düşündüm ama kader bizi ayırdı. Mahalleden taşınacağımızı sana söyleyemedim çünkü sana veda edemezdim en iyisinin hiçbir şey söylememek olduğuna karar verdim. Çok aptalmışım. Neyse bunların bir değeri yok artık. Hatırlıyor musun birbirimize söz vermiştik öğretmen olacağız diye ben öğretmen oldum. Sırf sana verdiğim söz için ama artık bunun da bir değeri kalmadı. Mehmet ben yavaş yavaş ölüyorum doktorlar beynimde tümör olduğunu ve artık yapılacak bir şey olmadığını söylüyorlar. Yaşadığım her şeyi unutarak ölecek olmak çok canımı acıtıyor. Ve seni unutarak...Seni çok sevdim her şeyden çok bunu hiç bir zaman unutma Ayşe.. Mehmet mektubu okuduktan sonra dükkandan ağlamaklı bir şekilde koşarak çıktı. Nereye gideceğini bilmeden koşuyordu. O kadar koştu ki kendini dükkana 5-6 kilometre uzaklıkta bulunan uçurum kenarında buldu. Onu buraya iten ne idi burası aklının ucundan bile geçmemişti. Ayakları onu buraya sürüklemişti. Aklına o an intihar etmek geldi. İç cebinden Ayşe ve kendisinin küçüklük resmini çıkarıp bakmaya başladı. Ayağa kalktı ve uçurumun kenarına kadar geldi. Fotoğrafa son bir kez defa daha bakıp görüşürüz sevgilim diyerek kendini boşluğun ve ölümün derin karanlığına 53