Dil-i Pür-âteş
Gülden Bayraktar
Göğüs kafesimizin içinde, sol göğsümüzün dört parmak altında hepimizin yaşam sebebi olan kıymetli bir emanetimiz var. Her salisede bizi hayata bağlayan, en ufak bir sektesi dahi kıyametimize sebep olacak çok kıymetli bir emanet. Hepimiz anladık okurken değil mi? Bahsettiğimiz emanetin Peygamber Efendimiz( sallallahu aleyhi vesellem) hadisi şerifinde de haber verdiği üzere;“ Dikkat edin! Vücutta oÿle bir et parçası vardır ki, o iyi, doğru ve düzgün olursa buẗün vücut iyi, doğru ve düzgün olur; o bozulursa buẗün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.”( Buharî, Iṁan, 39) Evet kalbimizden bahsediyoruz. Kalbimiz, kıymetlimiz emanetimiz. İşte bu kıymetli emanetin sağlam bir iç yangını varsa eğer, iyi ve sağlam demektir. Tam tersi ise felakete götüren sebeplerin başında gelir.
Kalbinde zerre miskal bozukluk olanın tüm bedeni bu halden etkilenir. Tıpkı yangın misali, bir tek kıvılcımın dahi bir anda bütün bir alanı sarıp küle çevirmesi gibi. İşte biz kalbimizi sağlam bir yangın ile gül bahçesine çevirmezsek, o bizi kül zerresine dönüştürecek.
Bundan sebeptir ki; kalbimize aldığımız, hemhâl olduğumuz dertler bizi ateşten korusun. Ten yanmasın alevde de kalp demlensin her daim bu közde. Zalimin zulmünü gördükçe kavrulsun, kavrulsun ki mazluma çare olsun. Pişmanlık çırası tutuştursun sönmeye yüz tutunca yeniden. Gözyaşı ateşinin harı olsun, yanağından ciğerine süzülen. Cayır cayır maşuğun hayaliyle yansın, vuslatın hayali yangının resmi olsun. Düşsün bütünüyle yangının ortasına, yangın yâre açılan kapı olsun. O biliyor hâlimi, ne haddime medet ummak gayrısı ile desin uzatılan ellere. Külleri güle dönsün, güller maşuğa giden yollara serpilsin. Ne getirdin deyince sevgili, cana gelsin her zerre yeniden. Dirilsin yârin nefesiyle güle bürünsün sevgilinin elinde vuslata talip olsun. Bundan gayrısı gözükmesin ten gözüne her hali huzurda huzur bulsun. Kalbimiz aşka düşüren ateşimiz veyahut cehennemimiz...
22