Dün-ya Yahut Dünyaya Bir Bakış
Dün-ya Yahut Dünyaya Bir Bakış
Yazı
Şeyma Öztürk
İşte bak hemen orda insanlık. Bir siyah örtüyü reva görmüş sinesine gözyaşlarını saklıyor. Bak Arakan’ daki kardeşim haykırıyor merhamet diye lakin tüm insan kardeşlerim sağır kalışların amansız huzuruna gizleniyor. Derisi yüreğinin üzerine bir tül gergefte gerilmiş Afrikalı kardeşimin gözleri bakıyor insanlığın gözlerine lakin bir kıpırtı dahi hissedemiyor. Hayat her daim hissedemediğimiz yerlerden vuruyor bizi, biz susmanın engin lütfuna boyun eğiyoruz.
Dün ya dün seyretmiştim yüreklerinden söküp atışını … gözlerimin önünde tüm insanların insanlığı
Dün ya dünya dün ya...
Birden açtınız gözlerinizi. Korkarak ve dahi ürkerek. Düşünmek … İnsan düşünerek var olur. Lakin düşüncesizlik yakasına yapıştı mı insana dair ne varsa unutup gider. Ve bir robot gibi bir yaşantıya esir olur. Makamın yüksekliği, adınızın önüne yapışmış unvanların sizi sizden uzaklaştırdığını seyretmeye başladınız. Hırs ve makam sevdası … Geçici olana geçmeyecek mevkiler yüklemenin yükünü yüreğinize ekmişsiniz. Hatta ekmekle kalmayıp her gün sulayıp daha çabuk boy atması için saksısını değiştirmişsiniz. Bir korku hali başladı işte sizde. Unuttuğunuz her şeyin yükü bindi omuzlarınıza. Siz susma temayülünde bulunmaya çalıştıkça o geldi gözlerinizin önüne.
Ardınıza yaslanıp yüzünü tahayyül etmeye giriştiniz. Adını andıktan sonra merhametin manasını gözlerinde gördüğünüz sevdiğiniz kadın dikildi karşınıza. Sizin yüreğinizde ne kadar duygu varsa size hatırlatmaya başladı. Siz ellerinizle gözlerini kapatmaya başladınız. Gerçekler gerçeklerin derin sancısı nasıl silinirdi ki başka. Bir insanı susturmak için gözlerini susturmalısınız ne de olsa. Ama siz susturmaya çalıştıkça haykırıyordu. Şimdiye kadar duyulmamış bir çığlıkla: dün ya …
51