Eşrefoğlu’nun Huzuruna Ayaklarımdan
Evvel Gidiyor İdi Yüreğim…
Yazı
Tâhir Ceyhun Yıldız
Eşrefoğlu, Hacı Bayram-ı Veli’ye tam teslim oldu.
Mürşidi de Abdullah'taki kabiliyeti keşfederek ona nefsini terbiye edecek
vazifeler verdi. Eşrefoğlu, Mürşidi Hacı Bayram-ı Velî'ye on bir sene hizmet etti.
Bu on bir senede mürşidinin: “Üstâdın huzurunda lüzumsuz konuşmak edebe
aykırıdır.” sözü üzerine, yanında bir kelime bile konuşmadı. Sadece sorulan
suallere kısa ve öz olarak cevap verir, edebe dikkat ederdi. Eşrefoğlu Abdullah,
on bir sene içinde pek çok imtihandan geçti. Yaptığı güç işlerden şikâyette
bulunmadı. Bu sabrı, mürşidine karşı muhabbeti ve hürmeti üzerine Hacı
Bayram-ı Velî, kızı Hayrü’nnisâ'yı ona nikâhladı. Bir müddet daha hizmete
devam eden Eşrefoğlu, şeyhinin izni ile İznik'e gitti. Orada kendi iç âlemiyle baş
başa kaldı lâkin şeyhinden ayrılığı onu yaktı, hasretine fazla dayanamadı ve
Ankara'ya döndü. Hacı Bayram-ı Velî damadını, tasavvuf yolunda derecelerinin
ilerlemesi için tekrar İznik'e gönderdi. Orada kırk gün nefsini terbiye etmesi için
halvete girmesini, sonra Ankara'ya gelmesini emretti. İznik'e gidip geldikten
sonra şeyhi: “Hama şehrinde Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin
torunlarından Şeyh Hüseyin Hamevî'nin huzuruna gidip, Kâdirî yolunu
öğreniniz.” buyurdu. Bu emir ile hanımını ve kızı Züleyhâ'yı alarak ve şeyhi Hacı
Bayram-ı Velî ile vedalaşarak günlerce süren zahmetli ve yorucu yolculuktan
sonra, Hama'ya vardı.
Şeyhi Hüseyin Hamevî, ilâhî ilham ile Eşrefzâde'nin gelmekte olduğunu
anlayarak, talebelerine: “Bugün Anadolu'dan bir er geliyor. Gidip karşılayınız.”
buyurdu. Karşılamaya çıkan talebeler zahmetli ve zorlu yolculuktan dolayı
elbiseleri eskimiş olduğu için Eşrefoğlu Rûmî yanlarından geçtiği halde,
şeyhlerinin söylediği zâtın o olduğunu anlayamadılar. Dergâhın kapısına varan
Eşrefzâde Rûmî, Hüseyin Hamevî tarafından içeri alındı. Hüseyin Hamevî, bu
yeni talebesini öncelikle, kırk gün halvet için bir hücreye koydu. Eşrefoğlu,
Hama'da sıkı bir riyâzet ve mücâhedeye tâbi tutuldu. Kırk gün içinde Hüseyin
Hamevî, Abdullah'a ziyâde teveccühlerde bulundu.
33