Dilhâne Ekim ekim | Page 23

Ebedi Saadetimin En Deruni Yareni: “İstanbul” Yazı Hamide Akkaya Dert ile yanan gönle bir zerrecik serinliktir, dostun uhrevi ikliminden hâsıl olan demli sohbeti... Zerrecik dediğime bakmayın, zerrecik olanın etkisi, devasa bir güçle gösterir kendisini. Gönle sirayet eden dost kelamının zerresi, pür-i pak eder gönlün gamını, elemini. Gamlı gönül, susup sessizliğe gizlemek istediği derdini bir bakmış ki dosta çoktan anlatmış. Her şeyi sustuğunda, bilmeden sessizliğiyle anlatmış aslında. Nasıl mı olmuş bu? Gönlün bilmediği bir şey varmış. O da şu ki: “Ne gerek kelamına, avazına Sükûti isen de guş-i kabul-i candır dostun en deruni vazifesi.” İcazkâr gönül, dost gönlünün sıcaklığını hissettiği andan itibaren başlar uzun uzadıya anlatmaya tasasını, kederini. Huzurun tadını alan gönül vazgeçer mi artık dostun sohbetinden. 23